İncir, Anadolu’muzun ağacı. Doğudan Batı’ya neredeyse tüm kültürlerin kutsal ağacı; çok sayıda dinsel, mitolojik ve folklorik hikayelerde yer almış; tarihimize tanıklık ederken kültürümüzü de biçimlendiren bir ağaç.

Siyah incir ise Bursa’nın değerlerindendir… Bursa’nın 36 köyünde üretilen siyah incir üretim grafiği olarak dünyadaki tüm üretimin yüzde doksanı sağlıyor… Bu nedenle yok olmaması, değerini yitirmemesi için gereken tüm önlemler acil olarak alınmalıdır.

Anadolu’nun Kutsal Ağacı İncir

Çok sayıda dinsel ve folklorik söylenceye konu olan incir, hem tarihe tanıklık etmiş hem de onu biçimlendirmiştir. Peki incir geleceğimizi nasıl zenginleştirebilir?

Hayal gücümüzü besleyen meyve

Yeryüzünde 750’den fazla incir türü olduğu söyleniyor. İnsanın hayal gücünü bu kadar etkileyen başka bir bitki olmamıştır. Her dinde kendinden söz ettirmiş, kralları, kraliçeleri, bilim insanlarını, askerleri etkisi altına almıştır.

Anavatanı Anadolu

Literatürde incirin anavatanının Anadolu olduğu ile ilgili çok sayıda kaynağa rastlanır. MÖ. 484 yılında Herodotos tarafından yazılan kaynağa göre Anadolu’da incir kültürünün insanlık tarihi kadar eski olduğu, Anadolu’dan sonra Suriye ve Filistin’e buradan da Çin ve Hindistan’a yayıldığı bildirilmektedir.

En tatlı meyve unvanına sahip

Tarihcesi_2.jpg

En tatlı meyve unvanına sahip olan incir aynı zamanda insanoğlunun bilip tanıdığı ilk meyvelerden biri. Yüzyıllardır yani rafine şeker icat edilene kadar yemeklerde ve tatlılarda tatlandırıcı olarak hep incir kullanılmış, bu uygulama hâlâ kuzey Afrika ve Ortadoğu’da devam etmektedir.

Kutsal sayılıyor

İncir ağacı, yaprağı ve meyvesi mitolojiden sanata, kutsal metinlerden tarih anlatılarına dek hemen her yerde kendisine yer bulur, kutsal olarak kabul edilir.

Kuran’da da incirle ilgili özel bir sure bulunur. İncil’de cennet bahçesinde yetişen ağaç olarak tanımlanır. Yaprağı yasak meyveyi yiyen Adem ve Havva’nın görülmemesi gereken yerlerini örter.

Bir rivayete göre, Hz. Muhammed: “İncirden az bile olsa yiyiniz. Çünkü ben cennetten indirilmiş bir meyveyi söylemiş olsaydım, o meyvenin incir olduğunu söylerdim. Zira cennet meyvelerinin çekirdeği yoktur” der…

Ve elbette Anadolumuzun bir ağacı olarak İncir, bizim için de çok çok değerli… Anadolu’da halk arasında “yemiş” olarak da adlandırılan incire “ballı darı”, “bardacık” şeklinde de isim verilir.

Anadolu’da halk arasında incirle ilgili çokça inanış var:

Muğla-Fethiye’de incir ve ceviz ağaçlarının altında devamlı yatılmayacağına, eğer yatılırsa inme ineceği ya da ölünceye dek sakat kalacağına;

İzmir, Balıkesir, Aydın yöresinde incirin yılanı çektiğine ve meyveleri yenmeyen “erkek incir” olan iğlek’in bereket getirdiğine inanılıyor.

Manisa-Akhisar civarında, İncir ağacından düşenin iflah olmayacağı, ağacın uğursuz olduğuna inanılmış.

Mersin-Anamur civarında incir ağacının altına kirli su dökülmez, incir odunu yakılmaz.

Deyimlerimize de girmiş çokça; “darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz”, “ocağında incir ağacı bitmek”, “bir çuval inciri berbat etmek”, “incir çekirdeğini doldurmamak” gibi…

Türkiye de bol miktarda yetişen birçok eski medeniyet için önemli bir besin olmuştur. Sümer kralı Urukagina 5000 yıl önce incirden söz etmiştir. Kral II. Nebukadnezar Babil’deki asma bahçelere incir ağaçları ektirmiştir. Antik Yunan ve Romalılar ise inciri cennetten gönderilen meyve olarak görmüştür.

Yunan mitolojisinde Apollo’nun su bulmakla görevlendirdiği kargayı baştan çıkarıp görevini yerine getirmesini engeller. Eski Yunan uygarlığında incir yaprağından örülmüş taçlar doğurganlığın sembolü olarak takılır.

Yine Yunan mitolojisinde incir, toprak tanrıçası Demeter’in Şarap tanrısı Diyonisos’a ithaf ettiği bir hediye olarak anılır.

Antik Roma mitolojisinde Roma kentinin kurucusu Romus ve Romulus Kardeşleri besleyen kurt, incir ağacının altında dinlenir.

Tarihcesi_4.jpg

Buda’nın altında düşündüğü ağaç da bir çeşit incir ağacıdır.

Kleopatra’nın hayatına son veren yılan kendisine bir incir çanağında sunulur. İncir 16. yy’ın başlarında Kardinal Pole tarafından İngiltere’ye getirilmiş, birkaç yıl sonra da Cortez tarafından Meksika’ya. Kuzey Amerika’ya ulaşması ise 18. yy’ı bulur.

Bolluğun ve bereketin simgesi

Efsanelerle gerçeklerin iç içe geçtiği bu gibi öyküler tarihin sayfalarında kalmasına rağmen geçmişte olduğu gibi bugün de incir bolluğun bereketin simgesi olarak görülüyor. Hayatımızda besin ve ekonomik bir değer olarak önemli bir yer tutuyor.

Binlerce yıllık besin ve enerji kaynağı

İncirin yıl boyunca meyve vermesi atalarımızın hayatta kalması açısından da büyük önem taşımıştır. Bazı bilim adamlarına göre enerji yüklü bu meyve insan beyninin büyümesine katkıda bulunmuş olabilir. İnsan elinin incirin olgununu bulup toplayacak tarzda evrildiğine de bazı kesimlerce inanılmaktadır. İncir ağacı binlerce yıl önce insanın ilk dikip yetiştirdiği bitkiler arasındadır.

Tarihcesi_3.jpg

Her incir türünün döllenmesini sağlayan kendine özgü bir yaban arısı vardır. Bu ortaklık 80 milyon yıl önce gelişmeye başlamıştır. İncir ağacı bu arıların beslenmesi için meyve verir, arılar ise onların çoğalmasını sağlar.

İncir ağacı diğer bütün bitkilerden daha fazla yabanıl hayatı besler. Yeryüzünde 1200 canlı türü incirle beslenir. Bunlar arasında kuşların onda biri, meyve yarasaları, primatlar da vardır. Bu canlılar incirle beslenirken tohumlarının dağılmasına da yardımcı olur. Ekolojistler bu nedenle inciri “temel kaynak” olarak görür. İncir ortadan kalksa diğer her şey de çöker.

Öyle ki, kurumuş lavların arasından önce incir ağaçları yetişir ve diğer bitkilerin yetişmesinin önünü açar. Bilim insanları ağaçtan arındırma nedeniyle yok olan orman bölgelerinde ormanın yeniden gelişmesini hızlandırmak için önce incir ağaçları dikiyor.

Bütün bunlar iklim değişikliğinin etkileri bakımından incir ağacının gelecek için umut vaat ettiğini gösteriyor. Yeryüzünde birçok kültür ve inanç incir ağacını kesmeyi yasaklamıştır. Fakat bu inançlar yavaş yavaş unutulmaya yüz tutuyor.

80 milyon yıldır yeryüzünde var olan incirin tarihi, insandan çok daha eskidir. Siyah incirin bir Bursa markası olduğunu unutmadan bu meyveyi gelecekle ilgili planlarımıza dahil edersek geleceğimizi de güvence altına almış oluruz.