Giyim kuşam olgusu insanların olumsuz iklim koşullarından korunma ihtiyacı ile başlamıştır. Başlangıçta bitkisel malzemeler ve yaban hayvanlarının postlarından yararlanılmış olsa da sonra hayvansal (ki burada en önemli başarı bitkisel liflerin kullanımının yanında yünlü dokuma ve keçeyi üretmek için gerekli yapağı ve kıl gibi sıcak tutan hammaddeyi sağlayan koyun, keçi, deve gibi verimli hayvanların evcilleştirilmesi olmuştur.) ve bitkisel liflerle üretim yapabilmenin yollarını bularak tekstil yüzeyleri oluşturulmuştur.
Bir topluma farklı kimlik kazandıran ve onu diğerlerinden ayıran en önemli özelliklerin başında “gelenekleri” gelmektedir. Giyime bakılarak bir toplumdaki ya da topluluktaki bireylerde, görüş ve inanış etmenlerinin etkisiyle oluşan düşünce ve yaşayış biçiminin ne olduğu anlaşılabilir. Giyim, zihniyetin sembolleşmiş biçimidir. Estetik zevkler, beğeniler, ekonomik durum, statü, ait olunan sınıf ya da olunmak istenen sınıfa dair ipuçları giyimde saklıdır.
Türkler de tarih boyunca kendilerine has geleneklerini oluşturmuşlardır. Bu oluşumda göçebe yaşamdan yerleşik yaşama geçiş etkili olmuştur.
Orta Asya’dan Osmanlı İmparatorluğu’na Türklerde Giyim Kuşam, Türk kültüründe giyinmenin MÖ 5. yüzyıldan MS 18. yüzyıla kadar olan tarihçesi Göktürk, Uygur, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerini kapsayan farklı yüzyıllar boyunca gelişerek zenginleşen giyim kuşam geleneğine köklü değişiklikler göze çarpar.
Bu konuda en iyi kaynaklardan birisi Dede korkut hikayeleridir.
Türk topluluklarının giyim kuşamla ilgili pek çok özellik ve incelikleri Dede Korkut
Kitabı’nda görülebilmektedir. Kültürel şifrelerin üretilmesi ve paylaşımında ortak faydası ve birleştirici bir unsuru olarak Dede Korkut Kitabı’ndan ulaşılan bu bilgiler önem taşımaktadır.
Geleneksel öğeler içeren giyim kuşam bize, ait olduğu toplum ve o toplumun kültürel
unsurlarıyla ilgili pek çok bilgi sunabilir. Bunların yanı sıra toplumların yerleşik ya da
konargöçer olup olmadıkları, hangi tarihî olayları yaşadıkları ve etnolojik kökenleri
konusunda da bilgi verebilen malzemelerdir
Bu malzemelerin önde gelenlerinde biri keçedir. Bu nedenle Türklerde Geleneksel Giyim Kuşam ve Süsleme Sanatını anlatacak ilk yazımızda keçeden bahsederek yazı dizimize başlamak isterim.
KEÇE NEDİR? CUMHURİYET ÖNCESİ KULLANIM ALANLARI NELERDİR?
Dokusuz bir tekstil malzemesi/ürünü olan keçe, koyun yapağılarının ve keçi kıllarının dövülmesiyle elde edilen kadim bir ürün… Konargöçer hayat süren ecdadımız Ortaasya bozkırlarında yetiştiregeldikleri küçükbaş hayvanların kıl ve yünlerinden kendi geliştirdikleri tekniklerle ürettikleri keçeleri günlük hayatta çadırdan heybeye, minderden ayakkabıya ve giysiye kadar oldukça geniş bir alanda kullanmaktaydı.
Yrd. Doç. Dr. Cavidan Başar Ergenekon’un T.C. Kültür Bakanlığı tarafından basılmış olan “Tepme Keçelerin Tarihi Gelişimi Renk Desen Teknik ve Kullanım Özellikleri “ eserinde de bahsedildiği üzerine;
El sanatları içerisinde en eskilerinden olan tepme keçe sanatı Orta Asya’ya özgü göçebe yaşam biçiminin bir ögesi olarak gelişmiş ve yıllarca insan yaşam tarzının bir parçası olmuştur.
Diğer taraftan Göktürkler zamanında tepme keçeden yapılmış yaygılar kağanların tahta çıkış törenlerinde de kullanılmış ve yine Göktürkler döneminde keçenin kullanıldığı diğer bir alan kuklalar olmuştur. mezar başlarına ölen kişiyi tasvir etmek amacı ile “tuli” adı verilen büyük kuklalara rastlanmıştır. Göktürkler gibi Uygurlar da tepme keçeyi otağlarında, kağnılarında örtü, yaygı ve kendi üzerlerinde giysi olarak kullanmışlardır.
Selçuklular döneminde de tepme keçeden yapılmış süslemeli örtüler çadırlarda ve göç arabalarında, eyerlerde kullanılagelmiştir. Selçuklular tepme keçeyi, çorapta, çizmede, börkde (Orta Asya Türk boylarında kullanılan ve bir çeşit baş giysisi) ve kuşaklarında kullanmışlar…
Selçuklu Türkleri tepme keçeden yapılmış olan ve genellikle çobanlar tarafından giyilen kepenekleri kullanmışlar ve gerektiğinde başı yağmurdan ve tipiden korumak üzere kepeneklerin arkasına külah (kapşon) şeklinde yine keçeden yapılmış bir çeşit başlık ilave etmişlerdir. Mevlana’nın Mevlevi Teşkilatı’nda “sikke” adı verilen ve tepme keçeden özel olarak yapılmış keçe külahlar giymişlerdir.
Osmanlı İmparatorluğu döneminin başlamasından itibaren de keçe önemini korumaya devam etmiş ve keçeciler esnaf loncaları arasında özel bir öneme sahip olmuştur.
Osmanlı döneminde keçe aynı zamanda “kavuk” veya “serpuş” denilen baş giysilerinde de kullanılmış ve kavuklar biçimlerine göre külah kılansuva, üsküf, börk, kallavi, mücevveze, takke, kalpak, fes gibi isimlerle çeşitlilik göstermiştir.
Yeniçeri askerleri de beyaz keçeden yapılmış “üsküf” veya “börk” adı verilen baş giysileri kullanmışlardır. Yaklaşık 45 cm yüksekliğindeki börk arkaya doğru (enseye kadar) sarkan uzantısıyla yeniçerileri simgeleyen önemli bir baş giysisi olmuştur.
Keçe sanatında kullanılan malzemeler/aletler nelerdir?
Keçe sanatının ana malzemesi yündür. Yünün sabun ve su ile yoğrulması ile de geleneksel tepme keçe elde edilmektedir. Keçe tüm el sanatlarında olduğu gibi üretimi uzun süren ve çok emek isteyen bir üründür. Yapımı için; yay, tokmak, kalıp, kalıpleş, makas, sepki (çubuk), hasır sırığı, halat, süpürge, makas, su kabı, terazi, boya kazanı ve ocağa ihtiyaç vardır.
Keçenin Üretim Aşamaları:
Keçe Yapımı
Yünün Hazırlanması
Kuzunun ilk kırkımı olan haziran yününden keçenin iyisi, koyunların ikinci kırkımından olan ağustos yününden ikinci kalite keçe imal edilir.
Ülkemizde koyunlar genellikle yılda Nisan, Temmuz veya Ağustos olmak üzere iki kez kırkılmaktadır. Keçe ustalarınca; keçe yapımı için ikinci yani Temmuz ve Ağustos aylarında kırkılan yünün, daha elverişli olduğu belirtilmektedir. Kırkımdan önce veya kırkımdan sonra yıkanan yün elyafı keçe üreticisine temiz olarak getirilmektedir. Bu nedenle keçe yapım atölyelerine ulaşan yüne uygulanan ilk işlem, yünün kalitesi veya rengine göre ayrılmasıdır. Renklerine ve kalitesine göre ayırma işlemi tamamlanmış yün lifleri terazi veya kantarda tartılarak ağırlığı belirlenir.
Daha sonra üretimi planlanan keçenin çeşidine ve boyutlarına göre gerekli olan miktarda ayrılan elyafın atılması yani kabartılması işlemine geçilir. Atma işleminde geçmişte yay ve tokmak kullanılmıştır. Günümüzde bu işlem hallaç makinalarında yapılmaktadır. Hallaç makinasından geçirilerek serbest hale getirilmiş olan lifler, keçe yapımında kullanılmak üzere yığın halinde atölyenin bir kenarına alınır.
Desen Hazırlama
Araştırma kapsamına alınmış olan tepme keçe ürünlerinin desenleme teknikleri üzerinde yapılan incelemelerden desenlemenin, üretim aşamasında keçeleştirme, üretiminden sonra renkli keçelerle aplikasyon veya renkli nakış iplikleriyle işlenerek yapıldığı tespit edilmiştir. Üretim aşamasında desenlendirmenin yapılabilmesi için öncelikle tasarlanan desene uygun renklerde boyanmış keçe parçaları ile gerekli görülürse renklendirilmiş elyafa ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bakımdan desenli keçe üreten ustalar atölyelerinde yöreye özgü renklerde boyadıkları ince keçe yüzeyleri sürekli hazır bulundurmaktadırlar. Renkli keçe yüzeylerinin desene uygun kesilmesi gerekmektedir. Baklava, şerit, daire vb. biçimlerde kesilen bu parçalar, planlanan desenin elde edilmesinde doğrudan etkilidir.
Kesilen parçalar yere serilen hasır örtü üzerine kenardan başlamak üzere yerleştirilmektedir. Bu işlemin uygulanmasında, düzgünlüğün sağlanabilmesi için hasırın üzerinde bulunan çizgilerden yararlanılmaktadır. Bazı yörelerde renklendirilmiş ve serbest hale getirilmiş elyaf demetlerinin desenlemede kullanıldığı görülmektedir. Tepme keçe atölyelerinde gözlemlere dayalı incelemelerden keçe ustalarının uygulanacak deseni hasır üzerine yerleştirme esnasında herhangi bir kaynaktan yararlanmadıkları anlaşılmıştır. Nitekim keçe ustaları da yıllardır aynı bezemeleri uyguladıklarından dolayı herhangi bir kaynağa ihtiyaç duymadıklarını ifade etmişlerdir.
Desenlemeye genellikle bordürü oluşturan dış kenar çizgiden başlanmakta ve böylece elde edilecek keçe yüzeyin yaklaşık boyutu belirlenmektedir. Bordür tamamlandıktan sonra keçe yüzeyin zemininde yer alacak desenin hazırlanmasına geçilmektedir. Desende eksiklik olup olmadığı kontrol edildikten sonra tepme keçecilikte önemli işlem sırasını oluşturan saçma ve sarma işlemi uygulamaktadır.
Saçma ve Sarma
Atılarak serbest hale getirilmiş yünün; desenli tepme keçelerde desenin hasırın üzerine yerleştirilmesinden sonra; desensiz olan çeşitlerinde ise doğrudan hasır üzerine çubuk veya sepki denilen araç yardımıyla serpilmesi işlemine “Saçma” denir. Saçılacak yünün tamamı bir defada değil birkaç defada saçılmaktadır. Her saçmadan sonra kalınlığın bir örnekliliği sağlanmakta ve miktarı göz kararıyla ayarlanan oda sıcaklığındaki musluk suyu serpilmektedir. Süpürge yardımıyla verilen bu su, keçeleşme etkenlerinden biri olan nemi sağlamaktadır.
Saçma işlemi bittikten sonra saçılan yünün kenarları elle düzeltilip hasırla beraber sarılarak rulo yapılmaktadır. Rulo yapılırken; rulonun yapımını kolaylaştırmak, hasırın kırılmasını engellemek ve tepmenin düzenli yapılmasını sağlamak amacıyla bazı yörelerde rulo içerisine bir sırık konulmaktadır. Dışı bez veya telisle sarılan ve bağlanan rulo, daha sonra uygulanacak olan tepme işlemine hazır duruma getirilmektedir.
Tepme ve Pişirme (Keçeleştirme)
Tepme işlemi ayakla yuvarlanarak (tepilerek) veya keçe tepme makinalarında dövülerek gerçekleştirilmektedir. Yakın tarihe kadar tepme işlemi genellikle elle veya ayakla yapılmaktaydı. Teknolojik gelişmelerin tepme keçe sanatına getirdiği yeniliklerden biri olarak kabul edilen makinalar sayesinde, tepme işlemi, insan gücü yerine makina gücü ile gerçekleştirilmekte ve böylece kısa sürede, daha fazla miktarda ürün elde etme olanağı sağlanmaktadır.
Birinci tepme işlemi makinada yaklaşık 40-45 dakika kadar sürmektedir. İlk tepmeden sonra rulo açılıp kenarları elle düzeltilmekte yani “çatkı”sı yapılmaktadır. Tekrar sırıkla birlikte rulo yapılarak ikinci tepme işlemine geçilmektedir. İkinci tepme süresi de (makinada), birinci tepmenin süresi kadar yani 40-45 dakika kadardır. İki kez tepme işlemine tabi tutulan yünler kısmen keçeleşmektedir. Elde edilecek ürünün daha iyi keçeleşmesinin sağlanabilmesi için pişirme işleminden geçirilmesi gerekmektedir.
Pişirme
Pişirme, atölye ortamında veya hamamda yapılabilmektedir. Günümüzde Urfa ve Afyon’da keçe ürünleri hamamda pişirmeye devam eden keçe ustaları bulunmakla beraber bu işlem genellikle atölye ortamında yani makinada yapılmaktadır. Pişirmede genellikle 50-80 derece arasında değişen sıcaklıkta sabunlu su kullanılmaktadır. Pişirme için gerekli olan sabunlu su miktarı ise pişirilecek ürün ağırlığına bağlı olup bu miktar hamamda pişirmede %3, atölyedeki pişirmede %10 kadardır.
Keçe tepme makinalarının bulunmadığı durumlarda pişirme işlemi; gerek hamamda gerekse atölye ortamında belirtilen sıcaklıkta sabunlu suyun kullanılması, bu keçe ürünlerin veya rulo haline getirilmesi ve daha sonra el ayasıyla öne çekilip, geriye itilmesi suretiyle gerçekleşmektedir. Keçe tepme makinalarının bulunduğu atölyelerde pişirme işlemi, atölye ortamında var olan sıcak su veya buhar kazanlarından sağlanmaktadır. Sıcak su ve buharın temin edildiği kazanlardan bir boru vasıtasıyla keçe tepme makinasına bağlantı kurulmakta ve ihtiyaç duyulan oranda kullanılmaktadır. Böylece gerek hamamda gerekse atölye ortamında sağlanan ısı, nem, basınç, hareket ve sabunlu su ile sağlanan alkali ortamda liflerin çözülmeyecek şekilde kenetlenmesi yani keçeleşmesi gerçekleşmektedir.
Bitirme İşlemleri (Yıkama ve Kurutma)
Hamamda veya atölye ortamında pişirilme işlemi tamamlanan keçe ürünler; bünyesinde bulunan sabunun giderilmesi için bol su ile çiğnemek suretiyle yıkanır. Suyun süzülmesi için 12 saat kadar hamamda ve atölyede bekletilirler. Suyu süzülen ürünlerden perdahlanacak (yüzü düzeltilecek) olanlar tokaçla perdahlanır. Daha sonra güneşte veya gölgede kurutulur.
Kurutma işlemi
Kurutma işlemi ürünün büyüklüğüne göre asmak veya yaymak suretiyle yapılır. Tepme keçe ürünleri preseli veya presesiz üretilmektedir. Preseli keçe ürünleri diğerinden ayrılan farkı yıkama işleminden sonra %20 oranında alınan beyaz tutkalla işlem görmesidir. Bunun için beyaz tutkal 1/4 oranında soğuk suda eritildikten sonra ürünün üzerine serpilir. 15-30 dakika süre ile tutkalın keçe içerisine yayılması için pişirme işlemindeki hareketler tekrarlanır ki buna tığlama denir. Tığlanan keçe ürünler tokaçla perdahlandıktan sonra kurutulur.
Keçe ve Keçecilik Cumhuriyet döneminden sonra da önemini devam ettirmiş ve tepme keçe ile yapılmış yer yaygıları ve kepenekler kullanılmış olsa da başta Konya olmak üzere birçok il ve ilçemizdeki keçe ustaları yerlerine bir başkasını yetiştirip bırakmadan aramızdan bir bir ayrılmakta ve daha ilk baştan itibaren orta Asya halkları ve Türkler için hayati önem arz eden bu el sanatı maalesef yok olmaya yüz tutmaktadır.
günümüzde sanayi alanında da kullanılmaktadır. Örneğin; mazot filtre keçesi, yağ keçeleri, nikelaj parlatma keçeleri, yalıtım keçeleri, tapa keçeleri, cila keçesi, ütü keçeleri, giyim sanayinde kullanılan keçeler gibi…