Triptik kelimesinin karşılığına baktığımızda sözlükte iki farklı anlamda kullanıldığını görürüz bu açıklayacağımız konu ile ilgisi olmasa da triptik karnesi olarak da geçen kelimenin ne anlama geldiğine birlikte bakalım
- Triptik Karnesi : Gümrüklerden Geçiş Karnesi (CPD), Türkiye’ye kayıtlı taşıtların, yabancı gümrüklerden herhangi bir teminat bırakmaksızın geçişini sağlama ve aynı zamanda Türk Gümrükleri tarafından, çıkan taşıtların dönüşünün sorunsuz takip edilebilmesi için kullanılan, Türkiye’de Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu tarafından düzenlenen uluslararası nitelikte bir gümrüklerden geçiş belgesidir.
Şimdi de; Sanat alanındaki konumuzu oluşturacak anlamına bakalım:
TRİPTİK, “diptik” (yan yana ve birbiriyle ilişkili iki resmin oluşturduğu pano şeklindeki resim) in genişlemiş bir şeklidir. Bizans‘da fildişi işleyenler ve kuyumcular, tarihî ve özellikle dinî konuları ele alan birkaç kısımlı resimleri, birbirlerine bir cilt gibi bağlayarak, “triptik“ler veya “poliptik (dört yada daha fazla parçadan meydana gelen)”ler meydana getirdiler.
Batı’nın fildişi işçileri, kuyumcuları ve mineciler, Ortaçağ’ın sonuna kadar bu geleneğe bağlı kaldılar. İstenildiği gibi açılıp kapanan ve kolayca taşınan bu triptikler, demirbaş listelerinde genellikle “kapanan tablolar” diye sınıflanırdı.
14. yy. sonlarında, panolar üzerine resim yapılmaya başlanınca, “diptik” biçiminde, taşıması kolay mihrap arkalıkları yapmak ya da eşit boyda iki kanattan meydana gelen bir mihrap tablosunun, tam ortasından katlayarak menteşelerle birleştirme düşüncesi doğdu.
Triptik, (Yunanca) yan yana ve birbiriyle ilişkili üç resmin oluşturduğu pano şeklindeki hareketli grup resimlerdir. Birbirine menteşeli üç ahşap levhadan oluşan Avupa resim sanatı ürünü. Genellikle, Orta Çağ ve Rönesans dönemleri boyunca kiliselerin altarları (sunak) için ikonografik sahnelerle bezenmiş ve tasarlanmış, zamanla Doğudaki Bizans kiliselerinden batıdaki Keltik İngiliz kiliselerine kadar geniş bir kullanım alanı bulmuştur.
Üç parça halindeki bu resimlerin ortada olanı daha büyüktür; yan tarafında bulunan ve ortadakinin yarı boyutunda olan diğer iki pano ise gerektiğinde ortadaki panonun üzerine kapanacak şekilde tasarlanmıştır. Ana tema orta panoda, ilişkili temalarsa kanatlarda işlenir. Panolar birbirine menteşe ile tutturulur.
Bu diptik kanatları üzerine çoğunlukla, kiliseye bağış yapanları dua ederken gösteren portreler yapılırdı. Triptik’lerin dış yüzü, hemen her zaman, dinî sahnelerin veya dinî şahısların, tek renkli kabartma taklidi resimleriyle süslenirdi.
Hans Memling ve Hieronymus Bosch gibi Rönesans ressam ve heykeltıraşları tarafından kullanılmıştır.
Bu formun en ünlü örnekleri ise şunlardır:
- Beşaret (Simone Martini)
- The Merode Altarpiece (Robert Campin)
- Dünyevi Zevkler Bahçesi ve The Haywain Triptych (Hieronymus Bosch)
- The Portinari Altarpiece (Hugo Van Der Goes)
- The Raising of the Cross (Peter Paul Rubens)
- Ayrılış (Max Beckmann)
- Three Studies for Figures at the Base of a Crucifixion (Francis Bacon)