Fotoğraflar, yaşadığımız “anlardan” geriye kalan en somut ve gerçek şeylerdir. Deklanşöre bastığımız an zaman durur. Belki hatıralar unutulabilir, hafıza yanıltıcı olabilir ama fotoğraflar her baktığımızda bize o anı ve o anda yaşadıklarımızı, duygu ve düşüncelerimizi en gerçek haliyle hatırlatır. Anılar denizine bizi balıklama bırakıverir.
Deniz ve balık dediğim anda aklıma hemen teknolojinin gelişmesi, ucuzlaması ile bir çok fotoğraf tutkununun sualtı fotoğrafçılığına duyduğu ve geliştirmeye çalıştığı ilgi ve bilgi edinme çabası benim de bu konu hakkında elde ettiğim bilgi ve tecrübeleri sizinle paylaşmaya yöneltti.
Öncelikle Su altı Fotoğrafçılığı tarihine kısa bir gezi yapalım.
İlk su altı fotoğrafı 1856 yılında William Thompson tarafından çekilmiştir. İlk “başarılı” su altı fotoğrafının ise 1893’de, 80 metre derinlikte Louis Boutan tarafından dönemin teknolojisi gereği, fotoğraf 30 dakikadan uzun sürede çekilmiştir.
Pin-up fotoğraflar 1930’larda yaygınlaştığında Bruce Mozert isimli fotoğraf sanatçısı, su altı çekimleriyle birlikte hem kariyerinde, pin-up akımının bilinirliğinde ve su altı fotoğrafçılığın gelişmesinde büyük bir adım attı.
Amerikalı fotoğrafçı, deniz altında, pin-up modellerinin muhteşem fotoğraflarını çekmeye başladı. Modellere, suyun altında güncel hayat içinde yapabileceğimiz türlü aktiviteleri gerçekleştirdiği pozlar verdirilmişti. Bruce Mozert bu çekimleri ile sualtı fotoğrafçılığına farklı bir bakış açısı kazandırmıştır.
Dünya Su altı Aktiviteleri Konfederasyonu (CMAS) 1979 yılından beri su altı görüntüleme yarışmaları düzenlemektedir. Türkiye’de ise Türkiye Su altı Sporları Federasyonu (TSSF) ise 2005 yılında Su altı Görüntüleme Kurulu oluşturmuş ve yine aynı yıl CMAS Dünya Su altı Fotoğraf Şampiyonası’na, Su altı Fotoğraf Milli Takımı ile ilk defa katılmıştır. O tarihten beri milli takımımız bu yarışmaya katılmaya devam etmektedir.
Gelelim Günümüzde Sualtı fotoğrafçılığına
Sualtı fotoğrafçılığı, fotoğraf branşları içerisindeki en zor disiplinlerden biri.
Doğal yaşam ortamımızın dışında tüpten yada şnorkel’den hava solumak zorunda olduğunuz, ışığın kırıldığı, görüşün düşük olduğu bir ortamda dengenizi sağlayıp, sualtına uygun hale getirilmiş veya özelliği bu olan fotoğraf makinemizle çekim yapmak bu disiplini zorlaştıran unsurlardan bazıları…
Dalış için eğitim şart!
Bu işe gönül verdiyseniz güvenliğinizi sağlamak ilk adım olsun…
Sualtında serbest dalış (şnorkel) veya tüplü dalış (scuba, aletli dalış) ile fotoğraf çekilebilmektedir. Serbest dalış nefes tutarak yapıldığından sualtında kalabilme süresi kısıtlıdır. Eğer Yeterli yüzme ve dalış eğitiminiz yoksa mutlaka bu eğitimlerini tamamlayın ve sonrasında bu tür dalışlarınızı mutlaka partner eşliğinde yapın. İlk zamanlarda 2-4 metreden daha derine kesinlikle inmeyin. Hiç bir şey sizin canınızdan daha önemli değil.
Önerilerime Gelince
Işık, Alan Derinliği, Beyaz Ayarı
Sualtı fotoğrafı nasıl çekilir sorusundan sonra akla ilk gelen sorulardan biri de hangi ayarların kullanılacağıdır. Sualtı çekimi yaparken mümkün olan en düşük ISO değerinin seçilmesi gerekir Anı dondurmak özellikle hızlı hareket eden balıkları net bir şekilde çekmek istiyorsanız (unutmayın mutlaka gözleri netlemeli ve kadrajı o şekilde almalısınız) 1/100 enstantanenin altına düşmeyin. Hareketi dondurmak için 1/125 – 1/500s’lik bir perde hızına ihtiyaç vardır. Ön plandaki nesneleri ve arka planı keskin hale getirmek için de küçük bir diyafram (f/8- f/11) kullanılmalıdır. Makro fotoğraflar çekiyorsanız diyaframınızı gerekli ise daha fazla kısabilirsiniz.
Eğer Işık kullanıyor olmanıza rağmen aydınlık fotoğraflar üretemiyorsanız ISO ayarınızı yükseltmeniz gerektiğini unutmayın. Fakat bunun fotoğraflarınıza gren getireceğini aklınızda tutun.
Aynı zamanda sualtı için RAW modunda çekim yapmak avantajlı olacaktır.
Tabi yapay ışık kullanımı bazı problemleri de beraberinde getirmektedir. Suda bulunan plankton veya partiküllerin flaş patlaması sonucunda oluşturduğu geri yansımalar görüntü kalitesini olumsuz etkilemektedir. Bunun için kullandığınız ışığın açılarını çok iyi ayarlamak gerekir.
Fotoğraf makinelerinizin beyaz ayarı suyun altına ayarlı olmadığı için, ortam ışığını gün ışığı olarak düşünecek, yanılacak ve beklenmedik renkler çıkacaktır. Tavsiyem su altı fotoğrafında ustalaşana kadar makinenizin beyaz ayarını (White Balance – WB) otomatikte tutmanız, sualtı çekimlerinde ustalaştığınızda beyaz denge ayarını kendiniz yapabilirsiniz.
Sualtı fotoğrafları için ayrıca makro ve geniş açılı lensleri tercih etmek sizin için avantajlı olacaktır.