25 Mayıs 1875’te Paris’te evrensel birliği sağlamak amacıyla düzenlenen Metre Konvansiyonunun kurucu üyelerinden biri de Osmanlı devleti idi.

İnsanoğlu geçmişten günümüze birbirinden farklı ölçü ve tartı birimleri kullandı. Avrupa ülkelerinde yard, inç,aunesin vb. onlarca ölçü tartı birimleri kullanırken Osmanlı topraklarında  okka,arşın vb. birimler kullanılıyordu. Bu ölçü ve tartı birimleri ülke içinde bölgeler arasında bile birbiriden farklılıklar gösterebiliyordu. Örneğin İstanbul’daki bir okkanın ağırlığı ile Şam’dakinin ağırlığında farklılıklar mevcuttu. Fransa’daki ağırlık ölçülerinden olan aunesi’nin Fransa topraklarında 18 farklı kullanımı vardı.

Toplumlar arası ilişkilerin sıklaştığı 18.yüzyıla gelindiğinde  başta Fransa olmak üzere birçok ülke ölçü ve tartı birimlerindeki karmaşayı ortadan kaldırmak ve bu konuda birliği sağlamaya yönelik çalışmalar içine girdiler. Bu konudaki ilk ciddi adım 1790 yılında Fransız ihtilali sonrasında Fransız Ulusal Meclisi tarafından atıldı. Fransız Bilimler Akademisi bu konuda bir çalışma içerisine girdi. Mart 1790’da Paris’te toplanan Bilimler Akademisi’nin, Dunkirk-Barcelona üzerinden geçen meridyenin 1/40.000.000’ini yeni referans uzunluk olarak kabul ederek bunun üzerinden ölçü birimi oluşturdu. Birimin adı da Yunanca Metron’dan alınan Metre olarak kabul edildi. 100 santimetre uzunluğunda olan bu metre sistemi 1795 yılında Fransa hükümeti tarafından kabul edildi. Ardından da 1799 yılında Fransa’da hazırlanan prototip Fransız ulusal arşivine kaldırıldı ve arşiv metre olarak adlandırıldı.

1837 yılında Fransa’da kabul edilen Ölçü ve Ağırlıklar kanunu ile uzunluk ölçüleri için metrenin tek geçerli birim olduğu açıklandı. Bu tarihten itibaren ise birçok metre prototipi yapılarak dünya ülkelerine dağıtıldı.

1869 yılına gelindiğinde ise Avrupa’da 12 ülke metrik sistemi kabul etti. Hatta birkaç Fransız üye ve diğer temsilcilerden oluşan CIM (Commission Internationale de Metre) adıyla bir de komisyon kuruldu. Bu komisyonun görevi metrenin yanı sıra kütle birimine de bir standart getirmekti.

Osmanlı devleti de Avrupa’daki bu gelişmeleri yakından takip etmekteydi. Nitekim Avrupa ülkeleri ile aynı zamanda Osmanlı devleti de metrik sistemi kabul etti. Sultan Abdülaziz döneminde  20 Cemaziyelahir 1286 (1869) tarihli bir hatt-ı humayun ve kanunnameyle uzunluk ölçü birimi olarak metrik sisteme geçildi. Eski ölçülere uygun bir adlandırmayla metre için “zira-ı a’şarî” deyimi kullanıldı. Bu değişiklikle birlikte, arazi ölçü birimi olarak “ar”,hacim ölçüsü olarak öşr-i ziya küp” yani ‘desimetre küp’, birim karşılığı olarak litre, ağırlık ölçüsü olarak da “dirhem-i aşarî” ya da ‘gram’ kabul edildi. Kanunun 2.ve 7.maddesinde, kullanılacak metre cinsinden bütün ölçülere örnek olmak üzere platinden bir “zira-ı a’şarî” ve bir kilo ağırlığına eşit bir “vukıyye-i aşariyye” imal ettirilip Hazine-i Hümayun’da saklanması emrediliyordu. Ayrıca yasanın resmi işlemlerde Mart 1287′den (1870) itibaren geçerli olacağı, halkın Mart 1290′a (1873) kadar eski ve yeni ölçüleri birlikte kullanabileceği, bu tarihten sonra eski ölçülerin bütünüyle yasaklanacağı da belirtiliyordu.

Sultan Abdülaziz Avrupa ülkelerinin oluşturmaya çalıştığı ölçme standartlarına özel önem vermişti. 25 Mayıs 1875’te Paris’te evrensel birliği sağlamak amacıyla düzenlenen Metre Konvansiyonunun kurucu üyelerinden biri de Osmanlı devleti idi.  Bu toplantıda Osmanlı devletini Paris Büyükelçiliğinde Askeri Ataşe olarak görev yapan Miralay Hüsnü Bey temsil etti.

Sultan Abdülaziz metrik sisteme geçişe özel önem vermişti ancak onun döneminde bu gerçekleşmedi. Metrik sisteme geçiş Sultan II.Abdülhamid’in 1881 tarihli kanunnamesi ile geçilebildi ve metrik ağırlıklara 1883 tarihinden itibaren damga vurulmaya başlandı. Bütün bunlara rağmen 1895 yılında tekrar eski ölçülere dönüldü ve bir süre daha dirhem kullanılmaya başlandı. Metrik sisteme son ve kesin geçiş ise cumhuriyet döneminde 1931 yılında çıkarılan Ölçü kanunu ile geçildi.

Global ticaret anlaşmaları yapılmadan önce, iş ölçüme geldiğinde herkes kendine göre en kolayını yapardı. Genellikle, insanların gelişmiş ölçüm cihazlarına erişimi yoktu. Bu yüzden her ne kadar saçma gelse de ölçüm birimleri üzerilerinde taşımaları kolay ve tutarlı sonuçlar veren vücut parçalarına dayanıyordu. Örneğin, bir erkeğin başparmağının genişliği yaklaşık bir “inç” değerine denk geliyordu. Bu ilkel sistem uzun yıllar boyunca iyi çalışıyordu nüfus arttıkça, ortak bir ölçüm sistemi ihtiyacı ortaya çıktı. 

Metrik sistem veya metrik birimler, 1795 yılında Fransızlar tarafından tanıtılan uzunluk için metre ve ağırlık için kilogram temel birimlerine dayalı (mètre des Archives ve kilogramme des Archives), uluslararası kabul görmüş ondalık tabanlı ölçüm sistemidir. 

Metrik sistem Amerika Birleşik Devletleri’nde ölçü birimi olarak resmen 1866 yılında kabul edilmişse de halen ABD bu sistemi resmî olarak kullanmayan tek sanayileşmiş ülkedir. Birleşik Krallık ise resmî amaçlar için metrik sistemi kullanmasına rağmen, özellikle halk arasında İmparatorluk Ölçü Birimleri kullanımı daha yaygındır ve yasal olarak çeşitli durumlarda İmparatorluk Birimleri kullanılmaktadır.

Uluslararası standartları korumak amacıyla Paris’te kurulan bu kurum, yedi uluslararası ölçü birimi belirlemiş bulunuyor: metre, kilogram, saniye, amper, kelvin, mol ve kandela.

Platinden yapılma standart metre burada tutulur ve ona göre yapılan örnekler diğer ülkelere gönderilirdi. 1960’larda metrenin tanımı ışığa göre yapılıp çok daha kesin bir özellik kazandırıldı. Bugün evrensel fizik kurallarına göre tanımlandığından gerçekten de doğaya dayanan bir ölçü birimi haline geldi.

Paris’in batısındaki Sèvres bölgesinde yer alan büro aynı zamanda özel koruma altındaki ilk kilogramı saklıyor. Platin ve iridyum alaşımından yapılma silindir şeklindeki bu orijinal kilograma da kuantum fiziği temel alınarak yeni tanımlama getirildi.. Planck sabiti olarak bilinen mekanik nicelik esas alındı

Fotoğraf altı yazısı,İlk kilogram, Paris yakınlarındaki Uluslararası Ağırlık ve Ölçü Birimleri Bürosu’nda özel koruma altında saklanıyor.

BIPM yöneticisi Dr Martin Milton’a göre, önemli teknolojik zorlukların aşılmasını gerektiren bu yeni tanımlama, Higgs Bozonu’ndan sonraki en zorlu deney olacak. 2005’te başlayan bu bilimsel proje ile kilogram, bugüne kadar görülmemiş ölçüde bir kesinlik kazandı.

Metrenin oluşumu ile başlayan süreç modern ekonominin temelini atıp küreselleşmeye giden yolu açtı; kesin hesaplar gerektiren mühendislik projelerinin hayata geçirilmesini sağladı. Bugün de evreni daha iyi anlamamızı sağlayacak bilimsel araştırmalarda temeli oluşturmaya devam ediyor.