Alfabe kullanımı. gri-Latin, yeşil-Arap, mavi-Kiril, bordro-Çin Hanzi, sarı-Hint alfabesi
Latinizasyon (Romanizasyon) tabiri genel olarak Latin alfabesi dışındaki ses sitemlerinin Latin Alfabesine çevrilmesini ifade eder. Latin alfabesine çeviri yapılırken bu uygulamaların hiçbirisinde (fonetik alfabeler hariç) ortak bir uygulama geliştirilememiştir. Çünkü her ülke kendi harflerini esas alan bir çeviri sistemi benimsemiştir. Fakat yine de ana hatlarıyla genel kabul görmüş bazı sesler ve simgeler tercih edilmeye başlanmıştır. Örneğin Türk Devletleri arasında Uniform Türk Alfabesi esas alınarak yapılan bir işaret sistemi büyük oranda geliştirilmiş durumdadır. Fakat yine de çeşitli ülkelerin sesleri simgelerken kullanıdıkları harflerin değişik olması nedeniyle farkılılıklar ortaya çıkmaktadır.
Türkçede kullanılmayan sesler (aslında söyleyişte mevcut olduğu halde harf olarak bulunmayan sesler de dahil olmak üzere) aşağıda belirtilmiştir. Latinize harfler Farsça, Arapça ve Kiril alfabelerinde yer alan temel seslerin karşılığıdır.
- Sesli harflerin uzun biçimleri İnceltme İmi ile gösterilir: Â, Ê, Î, Ô, Û.
- Yarı-sesli (gırtlaksı) harfler Yumuşatma İmi ile gösterilir: Ă, Ĕ, Ĭ, Ŏ, Ŭ.
- Alfabede Türkçede bulunmayan harflere de yer verilmiştir. Bu sesler ve onları gösteren harfler daha çok başka topluluklarla iç içe yaşayan Türk halkları tarafından kullanılmaktadır. Örneğin İran Azerileri Arapça Ayın (Ayn) harfini veya Gagavuzlar Slavik Tse harfini yoğun biçimde kullanırlar. Bu örnekler daha da çoğaltılabilir. Dolayısıyla alfabenin bazı kısımları yalnızca bazı topluluklar tarafından kullanılmaktadır.
- Kiril Е harfi için Azeri Kiril alfabesindeki Е harfinin ses değeri esas alınmıştır. Bu harf de Türkçedeki E sesidir.
- W: Açık bir V harfidir. Klasik V sesinden kesinlikle farklıdır. V harfinde dudaklar birbirine değerken, bu seste (W harfinde) tıpkı U sesinde olduğu gibi dudakların birbirine değmesi söz konusu değildir. Arapçadaki Vav (و) ve batı dillerindeki w sesi başlıca örneklerdir. Örneğin: Dawul (Davul), Hawlu (Havlu),Yawaş (Yavaş).
- Q: Anadolu Türkçesindeki gırtlağa yakın olarak çıkarılan kalın K harfini gösterir (Ⱪ, Ķ). Örneğin: Qomşu (Komşu)… Bazı Türki dillerde (Örneğin Azericede) ise yine kalın K sesine yakın olarak gırtlaktan çıkarılan kalın bir G sesini karşılar. İç Anadolu ve Doğu Anadolu ağızlarında yaygın olarak kullanılır. Azeri Türkçesinin resmi harflerinden birisidir. Arapçadaki Kaf (ق) harfini karşılar. Örneğin: Qadın (Kadın) sözcüğünün okunuşu “Gadın” şeklindedir. Baştaki G sesi gırtlaktan ve kalın bir tonla söylenir. (Kimi lehçelerde ise ve bu sese oldukça yakın olan kalın gırtlaksı bir K sesi olarak okunur ve söylenir.)
- X: Boğazdan gelen gırtlaksı, hafif boğumlu bir H sesidir. Türkçedeki Xalı (Halı), Xala (Hala), Xoroz (Horoz)sözcüklerinin bu harfle yazılması doğru ses değerlerine örnek teşkil eder. Bazı dillerde normal H sesinden biraz daha sert ve hırıltılıdır. H sesi hiçbir engele takılmadan çıkarken, bu ses boğazın üst kısmında titreşir. Arapçadaki Hı (خ) harfidir. Azericenin resmi harflerinden birisidir. İç ve Doğu Anadolu ağızlarında sıklıkla rastlanır. Örneğin: Baxmax (Bakmak) fiilinin okunuşu Baḥmaḥ şeklindedir ancak kelimenin içindeki h harfleri gırtlaktan ve hırıltılı olarak çıkartılır. Çaxmax (Çaḥmaḥ; Çakmak), Yanmax (Yanmaḥ; Yanmak)… Bu sesin Türkçedeki kullanımında çoğu zaman birbirlerine çok yakın kaynaklardan çıkan Arapçadaki Ha (ح) harfi ile olan farkı ortadan kalkmıştır (Ⱨ, Ḩ).
- Ä veya Ə: Kısa, kapalı, gırtlaktan gelen ve sert bir E harfidir. Normal E harfine göre daha kısa ve serttir. Ayrıca A ve E arası bir ses olarak öngörülür (Æ). Ses ve harf karşılığı olarak Arapça’da ve Almanca’da da bulunur. Türkçede normal e sesinden tam olarak ayırt edilebilmesi günümüzde çok zordur. Azerice’de yoğun olarak kullanılır. İnce bir harf olduğu halde kalın uyumludur. Bu harfi içeren sözcüklerin aslında Büyük Ünlü Uyumuna uymadığı hâlde kulağı tırmalamıyor olması bu nedenledir. Örneğin: İncä/İncə. Türkçede Selçuk ismi diğer Türk dillerinde “Sälçuk / Səlcuk” olarak, Akçe sözcüğü ise “Akçä / Akçə” olarak yazılır. Türkçede her ikisi de “Ben” olarak yazılan Bän (Azerice: Mən, 1. Tekil Şahıs Zamiri) ve Ben (Azerice: Ben, Deri Kabartısı) sözcükleri birbirinden farklı anlamlar içerir ve ses değerleri de farklıdır. Ə harfi kimi latin alfabelerinde, özellikle el yazılarında Эə biçiminde de kullanılır. Örnekler: Ämäk/Эmək/Əmək (Emek), Ämir/Эmir/Əmir (Emir), Äsas/Əsas/Эsas (Esas), Sämär/Səmər (Semer)…
- Š=Ť ve Ž=Ď harfleri Peltek seslerdir; dil ucu ile dişlerin arasından çıkar.
- Arapçada bulunan Peltek Š (Arapça: ث) sesi Türk dilleri içinde yalnızca Başkurtça’da yer alır (Kiril: Ҫ).
- Arapçada bulunan Peltek Ž (Arapça: ذ) sesi Türk dilleri içinde yalnızca Başkurtça’da yer alır (Kiril: Ҙ).
- Türkçede bulunmayan Ț (Kiril: Ц) ve Ḑ (Kiril: Ӡ) sesleri Kiril alfabesinin romanizasyonunda kullanılır.
- Ṡ ve Ḋ harfleri Vurgulu S ve Vurgulu D olarak işitilen seslerdir. Modern Standart Arapçadaki ses değerleri esas alınmıştır.
- Türkçeye Arapçadan geçen kelimelerde ص için üzeri noktalı Ṡ kullanılırken, ض harfi için çevirilerde üzeri noktalı Ḋ kullanılır. Örneğin: Ṡadaka, Ṡahib, Ṡabun, Huṡuṡ, Ramaḋan, Kaḋı, Kaḋa, Ḋarb, Ḋarbe, Arḋ…
- Ṫ ve Ż harfleri Vurgulu T (T-D) ve Vurgulu Z (Z-S) olarak işitilen seslerdir. Modern Standart Arapçadaki ses değerleri esas alınmıştır.
- Türkçeye Arapçadan geçen kelimelerde ط için üzeri noktalı Ṫ kullanılırken, ظ harfi için çevirilerde üzeri noktalı Ż kullanılır. Örneğin: Ṫarık, Ṫarikat, Hariṫa, Żan, Żalim, Żafer, Mażlum…
- Ğ ve Ă: Gırtlaksı sessiz harflerdir (Arapça: غ ve ع). Boğazın boğumlanmasıyla çıkarılan seslerdir. Örneğin: Ăsker, Ărab…
- Ayın (ع) harfinin çekimli (harekeli biçimleri) Ŭ ve Ĭ olarak gösterilir. Örneğin: Ŭmum, Ĭtır…
- Ⱨ ve Ⱪ: Boğazdan çıkan boğumlu harflerdir (Arapça ح ve ٯ; Kiril Ҳ ve Қ). Boğazın hafif sıkılması gerekir.
- Ň: Gırtlağa yakın olarak genizden çıkarılan N sesini gösterir.
- Č: Türkçedeki J sesini karşılayan bir harftir.
- Önemli Açıklama-1: Kiril Є (İe) harfinin ses değerinin kesinlikle Latin E harfi ile hiçbir ilgisi yoktur. Kiril Єharfinin Latin karşılığı Ë harfidir.
- Önemli Açıklama-2: Kiril Ё (Io) harfinin ses değeri olarak kesinlikle Latin Ë (E-Umlaut) harfi ile hiçbir ilgisi yoktur. Tamamen bir şekil benzerliğidir. Latin Ë harfinin Kiril karşılığı kesin olarak Є harfidir.
- Türkçedeki yazım koşulları göz önünde bulundurularak Arapça sesli harflerin Türkçeye çevirisinde aşağıdaki biçimler tercih edilir.
Latinize | Sesler | Örnek | Türkçe | Uzun | Örnek-1 | Örnek-2 |
---|---|---|---|---|---|---|
Ä | A, E | Yämin | Yemin | Â | Kazâ | Hâlâ |
U | U, Ü | Mulk | Mülk | Û | Mûzip | Sükûn |
İ | I, İ | Sihhat | Sıhat | Î | Îlan | Dînî |
(Ä: A+E) şeklinde bir gösterim de harflerin açılımı bakımından doğrudur.
Ortak Türkçe Alfabe (veya Uniform Türk Alfabesi, Biçimlendirilmemiş Türki Abece) – 1930’lu yılların başında Sovyetler Birliği içindeki Türk topluluklarının alfabelerini ortak bir yazı sistemi ile Latin alfabesine çevirebilmek amacıyla oluşturulan ve asal sesleri gösteren alfabedir.
Uniform sözcüğü “Evrensel Biçim” (Ortak Gösterge) veya “Biçimlendirilmemiş” anlamına gelir. Yani bu alfabe henüz biçimlendirilerek ikincil sesler oluşturulmuş değildir. Bunu yapabilmek ve ilgili dillerin tüm ses değerlerini simgeleyecek harfleri belirleyebilmek için noktalama işaretlerinden yararlanarak yeni harfler oluşturmak gerektiği öngörülmüştür. Başlangıç noktası olarak da Türkiye Cumhuriyeti’nin alfabesi esas alınmış fakat bazı değişklikler yapılmıştır. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından bahsedilen riskler değerlendirilip göze alınarak bazı devletlerce yeni Latin alfabesi çalışmaları yapılmıştır. Nihayet Azerbaycan, Türkmenistan, Gagavuzya, Tataristan gibi ülkeler yeni alfabeye ya bütünüyle geçmişler ya da bir geçiş süreci içinde Kiril tabanlı eski alfabe ile birlikte bir süre kullanmayı öngörmüşlerdir. Günümüzde alfabe çalışmaları dikkate alındığında Türkî Cumhuriyetlerde Latin Alfabesine geçiş yönünde gelişmeler yaşanmaktadır. Örneğin Azerbaycan, ülkemizdeki Türk Alfabesini temel alan bir sistemi kabul etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti alfabesinin üzerine üç tane harf (yeni ses değerleri) ekleyerek kendi alfabelerini oluşturmuşlardır.
Vurgu ve aksan
Ana madde: Diyakritik işaretler
Vurgu
Vurgu İmi (´): Sağa yatık olarak kullanılır. Aslında sesli-sessiz bütün harflerin üzerine gelebilmesi mümkündür. Kimi zaman işaretli harf üzerinde bir duraksama veya hece bölünmesiyle ortaya çıkar. Türki dillerde iki işlevi vardır:
- Vurgunun hangi hecede olduğunu işâretler. Bazen eşsesli kelimeleri birbirinden ayırmaya yarar. Meselâ, Rusçada ve Yunanca’da hemen her kelimede kullanılır, çünkü vurgunun hangi hecede yer aldığını göstermeye yarar. Böylece aynı yazılışa sâhip kelimeler de birbirinden ayrılabilir. Böyle bir vurgu uygulaması Türkçede pek mümkün değildir, çünkü hece vurgusu Türk dilinin yapısı gereği çok fazla değiştirilemez, başka heceye kaydırılamaz. Vurgunun değiştirilmesi ile kelimenin manası değişmez. Konuşma dilinde bunu ayırt edebilmek için özel bir çaba sarf edilmez. Bu nedenle de vurgunun ayrıca gösterilmesine gerek yoktur. Türki Kiril alfabelerinde Rusçadan gelen kelimelerde kullanılır.
- Üzerinde bulunduğu harfin ses değerini vurgulayarak değiştiren bir işarettir. Seslerin (harflerin) aslında biraz uzatılmasını sağlar.
- Sessiz Harflerde: Sert ve vurgulu bir söyleyiş kazandırır. Ý Türkmen alfabesinde bir harf olarak bulunur ve Türkçedeki Y sesini karşılar. Çünkü işaretsiz yalın Y harfi pek çok dilde Türkçedeki I sesine denk düşer. (Kyrgyz: Kırgız gibi). Ć ise Boşnakça’da yer alır ve Ç sesine yakın sert bir C sesi verir. Yeni Başkurt Alfabesinde Ź harfi peltek Z sesini göstermek için kullanılır. Tüm sessiz harflere uygulamak mümkündür. Mesela; Ý, Ć, Ś, Ź, Ŕ, Ĺ, Ń, Ḱ, Ẃ, Ḿ, Ṕ harfleri gibi… Böylece aslında vurgu iminin birinci işlevi olan vurgulama sağlanmış olur. Örneğin: Hać (Hacc), Haḱ (Hakk)… Ayrıca sessiz harflerde bir duraksama yaptırır. Örneğin: Aý Han ve Ayhansözcüklerinin okunuşlarındaki farklılıkta olduğu gibi. Ayrıca Eḱmek ve Ekmek sözcüklerinin okunuşlarındaki farklılıklar yine örnek olarak verilebilir. Anadolu Türkçesinde kesme işareti biçiminde yabancı dillerden -özellikle Arapça’dan- gelen bazı kelimelerin aksanlı (duraklayarak) okunmasını sağlar. Burada asıl yapılan şey üzerine geldiği sessiz harfte bir duraklama sağlayıp, diğer heceye sesli harf ile başlamaktır. Örneğin: Kıt́a, Kuŕa, Meĺun… Türk Afabesinde bu kelimeleri bu biçimde yazabilmek için aksan işareti yerine, -belki de birbirlerine çok benzedikleri için- kesme işareti (‘) kullanılmıştır. Fakat Türkçede heceyi sessiz harfle bitirip sesli harfle başlamak Anadolu Türkçesinin yapısına uygun olmadığı için zaten söyleyişte de bu biçimler genelde tercih edilmez ve heceler kesintisiz düz okunur.
- Sesli Harflerde: Üzerine geldiği sesli harfin vurgulanarak (inceltilmeden) uzatılmasını sağlar. Mesela Tatar alfabesinde Í harfi uzatılan bir İ sesi verir. Türkçedeki sesli harflerle örnek verilecek olursa: Ánında, Bázen, Nádiren…
- Á, É, Í, Ó, Ú: Bazı Türki alfabelerde ve Macarcada bulunan vurgulu sesli harflerdir. Vurgu işâreti Macarcada sesli harfleri biraz uzatır. (Örneğin: Türkçedeki Hán’ım ve Hanım sözcüklerinin okunuşlarındaki farklılıkta olduğu gibi.)
Aksan
Aksan İmi (ˋ): Sola yatık olarak kullanılır. Sözcüğün aksanlı olarak seslendirilmesine imkan tanır. Türkçede aksanlı okuyuş ancak bazı harflerin inceltilmesiyle mümkündür. Batı dillerinin aksine bu işareti Türkçede yalnızca sessiz harflerde kullanmak mümkündür. Daha çok diksiyona dayalı bir farklılığı gösterir.
- Sessiz Harflerde: Türkçede fonetik gösterge olarak sessiz harflerde kullanılabilir. K, G, L gibi harflerin inceltilmesini sağlar. Örneğin: Rüzg̀ar, Derg̀ah, Tezg̀ah, Yadig̀ar, G̀ah, Lal̀, Hal̀, Rol̀, Gol̀. Ancak bazı dillerde harfin ses değerini de değiştiren bir göstergedir. Türkçede ise yalnızca kelimelerdeki ses değerini göstermeye yarayan ve aslında etkisiz olan bir işarettir.
- Sesli Harflerde: Aksanlı harflerin normalde, işaretsiz (yalın) biçimleriyle aralarında okunuş farklılığı bulunmaz. Yalnızca kelimenin ses değerindeki bir değişikliği gösterir. Ya da yöresel söyleyiş farklılıkları bu duruma neden olur. Buna karşın Avrupa dillerindeki kimi örneklerde ölü sesli harflerin gösterilmesine yarar. Örneğin; Türkçedeki Ortàokul (Ortokul gibi okunur) veya Karàağaç (Karağaç gibi okunur) sözcüklerindeki aksana bağlı olarak telaffuz edilmeyen harfleri işaretler. Buna karşın bu harfleri telaffuz edenler de bulunur, ki zaten aksandan kastedilen de bu durumdur. Bu durum nadiren de olsa peş peşe okunan kalıplaşmış kelimelerdeki veya bileşik sözcüklerdeki sesli bir harften sonra tekrar yeni bir sesli harf geldiğinde ortaya çıkar. Böylesi bir durumda ilk sesli harf çok kısa olacak biçimde, iki sesli harf kaynaşarak veya bazen de baştaki sesli harfi tamamen kaybolarak okunur, bu nedenle de çoğu zaman bu sesin fark edilmesi bile mümkün olmaz. Örneğin: Nè edeceksin? (Halk ağzında: Neydeceksin? – Niydeceksin?), Nè olacak? (N’olacak?), Nè olur (N’olur)… Hatta araya sesli harf girse bile bu sesin ortaya çıktığı görülebilir. Örneğin: Nè yapacaksın?(Halk ağzında: N’apacaksın?).
Kaynakça:
Hatice Şirin User, Başlangıçtan Günümüze Türk Yazı Sistemleri, Akçağ, Ankara 2006, s. 357.