Fabrikaların
Geleceği
“Karanlık”
Işıkları Kapatın

Bu noktada “lights out manufacturing” olarak adlandırılan karanlık fabrikalar kavramı ortaya çıktı. Karanlık fabrikalar herhangi bir insan müdahalesi olmaksızın tamamen otonom şekilde çalışan fabrikalar anlamına geliyor. Ve bu fabrikalar, gerçek anlamıyla karanlık. İnsan çalışanların ihtiyaç duyduğu aydınlatma, ısıtma, soğutma, havalandırma gibi sistemlere de gerek kalmıyor.

Bilim Kurgu Hikâyelerinden Gerçek Hayata
Tamamen otonom fabrika fikri aslında yeni değil. Philip K. Dick’in 1955 yılında yayınlanan “Autofac” adlı öyküsünde neyin neden üretileceğine bile robotlar karar veriyor ve üretim, makineler tarafından otonom bir şekilde gerçekleştiriliyordu.

Karanlık fabrika fikri bilim kurguyla sınırlı kalmadı. General Motors, 1982 yılında ABD’nin Michigan eyaletindeki Saginaw kentinde “geleceğin fabrikası”nı açtı. Amaç, otomasyon sistemleri ve robotlar sayesinde riskten kaçınan bürokrasinin prangalarından kurtulmaktı. Ancak 1988 yılında New York Times’ta yayınlanan bir habere göre, şirket sahipleri otomasyona bağımlı hale gelmekten pek de memnun kalmamıştı. Fabrika 1992 yılında, açılışından 10 yıl sonra, asla tam anlamıyla karanlık fabrika statüsüne ulaşamadan sessiz sedasız kapandı. Bu başarısızlığın nedeni teknolojinin yeterince gelişmemiş olması, pahalı olması, kullanım güçlüğü ve esnek olmamasıydı. Gelişmekte olan ülkelerdeki ucuz işgücü de karanlık fabrikaların yaygınlaşmasını geciktiren bir etken olarak ortaya çıktı.

Dördüncü Sanayi Devrimi’nin Eseri
Bu hayalin gerçekleşmesi için Dördüncü Sanayi Devrimi’nin gelmesini ve robot teknolojilerinin gelişmesini beklemek gerekiyordu. Karanlık fabrikaları ortaya çıkaran birçok teknoloji bulunuyor. Programlanabilir akıllı kontrol cihazları, sensörler, görme sistemleri ve hepsini bir araya getiren analiz sistemleri bunlardan bazıları. Bir fabrikanın ışıklarını kapatabilmesi için öncelikle makinelerin birbiriyle iletişim kurması gerekiyor. Bu verilerin – bir merkezde toplanması ve analiz edilmesi de atılması gereken diğer adımlar. Ancak bu analizin ardından verimli bir otomasyona ve otonom üretime geçmek mümkün hale geliyor. Elbette şu an için her şeyi tamamen robotlara bıraktığınız tam otonom fabrikaların sayısı çok az. Ancak karanlık fabrika anlayışını benimseyen şirketlerdeki insan çalışan sayısı dramatik derecede azalıyor ve bu kişilerin görevleri de kontrol ve koordinasyon ile sınırlı kalıyor. Yakın zamana kadar fabrikalarda robotlar insanlara yardımcı oluyordu. Şimdi ise tam tersi bir durum söz konusu: İnsanlar robotların işlerini
kolaylaştırmakta kullanılıyor.


Günümüzde karanlık (Lights out) fabrikalar olarak bilinen kavram aktif olarak üretim gerçekleştiren fabrikalarda kullanılan bir otomasyon metodudur. Kelime anlamı olarak ilk başta ürpertici gelen bu kavram aslında 21. yüzyılı etkileyecek en büyük üretim devrimlerinden biri sayılabilir. Karanlık fabrikaların öne çıkan en önemli özelliği üretim gerçekleştirilirken insan gücüne ihtiyaç duyulmaması ve tamamen insansız üretimin sağlanması. Bu yazımızda içerisinde bulunduğumuz yüzyılda üretim sektöründe çalışan insanlarda sanayi devi firmaların sahiplerine kadar neredeyse herkesi ilgilendiren ve karanlık fabrikalar olarak bilinen insansız üretim sahalarının avantajlarından, dezavantajlarından, sistemin geleceğinden ve etkilediği alanlardan bahsedeceğiz.

Karanlık fabrikalar, bir başka deyişle ışığa ihtiyaç duymayan fabrikalar, tamamen otomatik sistemlerle donatılmış ve bünyesinde insanın varlığına ihtiyaç duymayan yapılardır. Karanlık fabrikalarda ham maddenin fabrikaya girişinden ürünün fabrikadan çıkışına kadar olan sürede yok denecek kadar az insan müdahalesine ihtiyaç duyulur. 

Karanlık fabrikalar olarak adlandırılan üretim sistemi, etkileyici ve bir o kadar da düşündürücü bir süreç olarak karşımıza çıkıyor. Karanlık fabrikalar kavramı isim olarak tekniğin ne olduğu konusunda ipuçları vermekte..

► Işık Yok

► Öğle Yemeği Yok

► Tazminat Yok

► Mazeret İzinleri Yok

► İş Güvenliği Problemleri Yok

ve daha birçok yeni madde…

Karanlık fabrikalarda gerçekleştirilen üretim sistemi imalatta devamlılığı sağlayan bir otomasyon formudur eğer karanlık üretime insanlar dahil olsaydı otomasyon sistemiyle gerçekleştirilen bu iş, içinden çıkılması güç bir hal alabilirdi.

Örneğin; yapılması gereken bir işlev sırasında yüksek sıcaklık, yüksek ağırlıklar, zehirli gazlar veya diğer tüm tehlikeli çalışma koşulları yer aldığında bu işlevleri gerçekleştirmek için insanlar yerine robotlar kullanılarak iş güvenliğinde de sorunsuz bir şekilde işleyiş sağlanmış oluyor.

Karanlık Fabrikaların Geçmişi Nedir?

Aslında karanlık fabrikalar üretim sektörü için yeni bir konsept sayılmaz. Bu yöntem 1980’lerden beri gerçekleştirilmeye çalışılan bir uygulama. Örneğin, GM (General Motors) firmasının tamamen otomatik bir fabrikada üretim gerçekleştirmek için denediği fakat başarılı olamadığı bir sistem bilinmektedir. Fakat günümüzde otomasyon sistemleri teknolojik açıdan daha gelişmiş bir hal aldığından esas olan karanlık fabrikaları gerçekleştirmek gün geçtikçe daha gerçekçi bir hal alıyor.

Karanlık fabrikalarda gerçekleştirilen üretim birçok farklı şartlar altında bile 24 saat performans göstererek üretim sürecinde artan bir verimlilik eğrisi sağlar. Günümüzde hala çoğu imalat yönteminde insan gücü kullanılmakta fakat makinelerin işleyişine bakıldığında karanlık üretim ile birlikte çok daha fazla verimliliğe ulaşıldığı gözlemleniyor. Bir yandan da bu metot özünden tamamen insan bulundurmayan bir yöntem değil. Karanlık üretim bir iş kurma ve o işin sürekli işlemesini sağlama gibi basit bir yöntem de değil. Bu sistem çok dikkatli bir planlama, deneyimli çalışanlar, gelişmiş bir programlama bilgisi ve sürdürülebilir bakım&onarım faaliyetleri gerektiriyor.. Çünkü sürekli olarak işleyen bu sistem arıza yapabilir ve dolayısıyla bakım ihtiyacı ortaya çıkmakta ve böyle bir durumda sisteme insan müdahalesi gerekmektedir. Ayrıca sistem kurulmadan önce de üretimi gerçekleştirilecek ürünün üretim aşamaları hakkında detaylı bilgi birikimine sahip çalışanlara ihtiyaç duyulmakta. Bu sistemin ortaya çıkışı kısaca deneyimli ve bilgili insanların uğraşları sonucunda gerçekleşmekte. Sistemin işleyişi insansız olsa da çalışabilirliği ve devamlılığı tamamen insan çalışmasına bağlı. Bu sistemle gerçekleştirilen imalatın, onlarca çabadan sonra, kirli ve emek yoğun işlerinin yüksek teknolojiyle gerçekleştirilen sistemler haline gelmesi sağlanıyor.

“Karanlık Fabrikalarda” Üretimin Faydaları

► Artan verimlilik: Sistemin tamamen robotik elemanlar tarafından oluşması, hem zaman bakımından çalışma saatinde artışı hem de kusurlu parça oranındaki azalışı sağlayarak fabrika verimliliğini artırır.

► İş gücü maliyetinde azalma: Sistem birçok insanın yaptığı işi tek bir makineye bağlayarak sadece yakıt ve bakım onarım maliyetleri ile fabrikayı işletme olanağı sağlayarak iş gücü maliyetinde büyük miktarda azalma sağlamakta.

► Ekipman işletimini artırmak için iş gücüne duyulan ihtiyacı azaltmak: Sistem insan temelli çalışma durumuyla kıyaslandığında ekipmanların kullanımında ortaya çıkan ölü zamanın ortadan kaldırılmasını sağlamakta.

► Şirketlerdeki yüksek vasıflı çalışanların işlerine odaklanmalarını ve teknik bilgi ve becerilerini kullanabilmesini sağlamak: Sistemin bulunduğu fabrikaların yönetiminde ve sistemin ar-ge kısmında bulunan yüksek vasıflı çalışanların sistem işleyişindeki sıkıntıları, bakım onarım hariç, göz önünde bulundurmalarına gerek olmadığı için çalışanların bilgi birikimlerini daha verimli şekilde kullanabilmesini sağlamakta.

► Enerjide verimlilik sağlamak: Sistem bakıldığı zaman daha çok enerjiye bağımlı gibi görünse de verimlilik arttığı için ürün çıktısı ve kullanılan enerji oranlandığında ürün başına düşen imalat enerjisi azalmaktadır, bu da enerjide büyük oranda verimlilik sağlamaktadır.

► Artan verimlilikle rekabet avantajı: Üretim sektöründe bulunan şirketler için en önemli olan şey hiç şüphesiz aynı sektörde bulunan şirketlerle olan rekabetleridir. Bu rekabette sistem, üretim hızını büyük oranda etkilediği için daha fazla ürün ortaya koyarak daha fazla satış miktarı sağlamakta. Bu ise diğer fabrikalarla rekabette karanlık üretimin yapıldığı fabrikaların bir adım öne çıkmasını sağlamakta.

İlk Karanlık Fabrika

Sistemin ilk örneği Çin’de kurulan cep telefon modülleri üreten bir fabrika. Fabrikada kullanılan bir robot kolun 6-8 işçinin yapabileceği işi tek başına yaptığı ve sistem kurulmadan önce fabrikada çalışan işçi sayısının 650 olduğu ve sistemle birlikte bu sayının 60’a indiği fabrikanın genel müdürü tarafından açıklandı. Sistemin fabrikada aktif olarak kurulup çalışmasıyla birlikte nihai ürün çıkışında kusurlu parça oranının %25’lerden %5’lere kadar düştüğü gözlemlenmiştir.

Karanlık Fabrikaların Geleceği

Karanlık fabrikalarda üretim günümüz şartlarında çok mükemmel bir üretim tekniğidir ve günümüzde kullanılan üretim teknikleri arasında kıyaslama yapıldığında gerçekten en muazzam görünen teknik olarak yerini almış durumda. Geçmişte tam otomatik olarak üretim yapan bir karanlık fabrika sadece düşüncelerde yer alıyorken şu an dünya üzerinden örneklendirilerek bütün gerçekliğiyle insanlığa hizmet ediyor durumda. Yakın gelecekte bu sisteme sahip fabrika sahipleri işlerinden çıkıp evlerine gidip uzandıklarında bile robotların fabrikalarında gece boyu üretim yaptıklarını düşünüyor olacaklar.

Peki Ya İşsizlik?
Elbette otomasyonla birlikte gündeme gelen işsizlik tartışmaları, otonom karanlık fabrikalarla daha da alevlenecek. McKinsey Global Institute verileri 2030 yılına dek 400 ila 800 milyon kişinin otomasyon nedeniyle işini kaybedeceğini gösteriyor21.
Birçok kesime göre, karanlık fabrikaların ekonomik getirileri, yarattığı işsizliğin topluma verdiği zararı karşılamaya yetmeyecek. Karanlık fabrikalarla birlikte gelir adaletsizliği daha da artacak ve toplumsal huzursuzluklar yaygınlaşacak. Ortaya çıkacak işsizlikle mücadele içinse devletlere büyük görev düşüyor.
Eğitimden başlamak üzere, mevcut işgücünün mesleki dönüşümü ve meslek içi eğitimlerle geliştirilmesi zorunluluğu günümüzde devletlerin üzerinde ciddiyetle durması gereken konuların başında geliyor.

Sistem yakın gelecekte çok yaygın şekilde kullanılacak gibi görünüyor. Sistemin yaygınlaşmasıyla birlikte emek yoğun çalışana duyulan ihtiyaç oldukça azalacak. Bu durum baktığımız zaman istihdamı olumsuz yönde etkiliyor gibi görünse de bu sistemler üretimde ve bakım onarım faaliyetlerinde ortaya çıkacak yeni iş tanımları ile yeni istihdamlar oluşturacak. Sistem şu an altın çağında olmasa da gelecekte gelişen otomasyon sistemleri ile birlikte üretim sektöründe tercih edilen yöntemler arasında zirvedeki yerini alacak gibi görünüyor.

Kaynak:

► mwes

► elektrikport

► lineshapespace