Yarışma programlarında yada iş başvurusu yaptığınız yerlerde adaylara boş zamanlarında ne yaptıkları sorulur. Bu, belki de adayı tanımak için sorulabilecek en iyi sorudur; çünkü insanın nerede, ne zaman doğduğu hatta hangi okulu bitirip hangi mesleği seçtiği bile kendi iradesi dışında gerçekleştiği için o insan hakkında bütün bilgileri vermez. Ama boş zamanlarımızda ne yaptığımız bizim en kişisel, en özgür tercihlerimizdir. İşe başvuran adaylara da hobilerinin neler olduğu bu nedenle sorulur. İnsanın boş zamanlarında ne yaptığı, onu anlatır.

Sadece iş görüşmelerinde değil, yeni tanıdığımız insanların da özel meraklarını öğrenmek isteriz. Bu özel merakları konuşmak insanları birbirlerine yaklaştırır. Yeni dostlukların ortaya çıkmasına neden olur.

Bildiğim kadarıyla tarihlerini hatırlamasam da Fransa’da ve Kanada’da Boş Zamanlar bakanlığı kurulduğunu hatırlıyorum.

Boş zamanlarında hiç birşey yapmayan insanlara, boş zamanlarında ne yaptıkları sorulduğunda “Aslında son günlerde pek zamanım olmadı‘.” ya da “Son okuduğum kitabın, izlediğim filmin adını hatırlayamadım, neydi dilimin ucunda.” gibi kaçamak cevaplar verirler genellikle. Boş zamanlarda bir şey yapmanın çoğunlukla hoş karşılanmayacağını bilirler.

Kendi işini kurup başarılı olan ya da profesyonel hayatta çok yükseklere çıkanlar arasında kendilerine neredeyse hiç boş zaman ayıramayan insanlara çok sık rastlanıyor. “Benim hobim işimdir.” diyenler bunlar arasından çıkıyor.

Oysa her zaman söylediğim gibi insanın iş hayatı ve özel hayatı diye adlandırılan iki hayatı yok. İnsan tek ve bütün bir hayat yaşıyor. Yaşadığımız hayat tek parça, eski deyimle “yekpare”.

Herkes işinde en iyi olmak, yükselmek, daha çok kazanmak, daha iyi bir yaşamak ister kuşkusuz. Rekabet koşullarının düne göre daha ağır olduğu günümüzde bunu sağlamak çok kolay değil. Çok çalışmak gerekiyor ama başarılı olmak için sadece çalışmak yetmiyor.

Dengeli bir hayat için çalışmak kadar kaliteli boş zaman geçirmeye de ihtiyacımız var. Tıpkı tek kişinin bir tahterevalliyi dengede tutmaya çalışması gibi, insanın ağırlığını her iki tarafa da verebilmesi gerekir. Sadece işten ya da sadece hobiden ibaret bir hayat, dengesini yitirmiştir. Akıl ve ruh sağlığımızı korumak, yaratıcılığımızı canlı tutmak ve mücadele edebilmek için çalışmayla kaliteli boş zamanı dengeleyeceğimiz bir hayat yaşamalıyız.

İş dünyasının ihtiyaç duyduğu çok yönlü insanlar için hobiler dipsiz bir beslenme kaynağıdır. Her birimizin özel bir yeteneği yok elbet; ancak hepimizin mutlaka ilgi duyduğu, uğraşmaktan zevk alabileceği bir faaliyet alanı mutlaka var. Hobi edinmek isteyenlerin aklına ilk anda bir şey gelmeyebilir ama biraz çabayla herkes kendine tutkuyla bağlanacağı bir hobi bulabilir.

Eğer hayatı bir bütün olarak algılayabilirsek hem işlerimizi ve sorumluluklarımızı yerine getirip hem de hobilerimize yer açabiliriz. Bir hobiyle uğraşmak kişiyi içinde bulunduğu ana odaklar, geçmişin hesaplaşmalarından ve geleceğin kaygılardan uzaklaştırır.

İşte tamda bu nedenle mesleki bilgilerimi sizlerle paylaşmanın yanında hobilerimden bazılarını yada ilgimi çekenleri sizlerle paylaşmak istedim. Uzun bir hobi yolculuğuna hoş geldiniz. Hobi Bölümümüze de ilginizi eksik etmeyeceğinizi düşünüyorum.