Bazı simgeler örneğin yüksek voltajı belirtmek için bir şimşek veya bir malzemenin yanıcı olduğunu göstermek için bir alev kullanmak gibi oldukça belirgin kökenlere sahip. Ancak bu yazımızda daha az belirgin olanların kökenine iniyoruz. Her gün gördüğümüz ve kullandığımız en yaygın simgelerden 8’inin arkasındaki büyüleyici hikayeleri inceliyoruz.
01. Güç simgesi (power icon)
Global elektronik dağıtımı sayesinde, teknolojide kullanılan birçok sembol tüm dünyada tanınır, ‘play’ sembolü bir örnektir. Ancak güç (power) simgesinin anlamı daha az belirgindir. İlk bakıldığında algılanması zor olduğundan, televizyon uzaktan kumandalarında uzun bir süre açıklamaya yardımcı olmak üzere simgenin yanında ‘power’ veya ‘standby’ yazmak gereğini hissetmişlerdir.
Simgenin ortaya çıkma sürecinde ‘O’ ve ‘|’ satırı daha önce standart basmalı anahtarlarda ‘açık’ ve ‘kapalı’ konumlarını belirtmek için ayrı ayrı kullanılmıştı, Teknolojik gelişmeler düğmelerin şeklini değiştirdiğinde , iki konumu birleştiren yeni bir simge ortaya çıktı.
Sembolün ikili gösterimde bir ‘1’ ve ‘0’ olduğunu temsil ettiği yaygın olarak paylaşılan bir teoriye rağmen IEC, bunların sayı değil, dikey bir çubuk ve daire olduğunu söylüyor. Dikey çubuk, akımın geçeceği kapalı bir devreyi temsil eder ve böylece cihaz açıktır. ‘O’ açık devreyi temsil eder, yani cihaz kapalıdır.
Dikey bir çizgiyle kesişen bir daireyi gösteren sembol başlangıçta sadece bir standby (bekleme) simgesi olarak tasarlandı, ancak bu tür şeyleri düzenleyen Uluslararası Elektroteknik Komisyonu’nun yanlış yorumları sonucu, şimdi bir güç simgesi olarak kullanılıyor.
02. Ve işareti (ampersand)
Sembol, MS 1. yüzyılda ‘et’, Latince ‘ e’ ‘ t ‘ harflerini birleştiren bir ligatür kullanmak için eski Roma el yazısında yazı yazma geleneğine dayanıyor gibi görünüyor. 9. yüzyılda Avrupa’da kaligrafik standart haline geldiğinde şimdiki görünümüne ulaşmaya zaten yaklaşmıştı .
Farklı biçimlerde görülür, ancak zaman içerisinde bu biçimlerden biri olan (fotoğrafta gösterilen) “E” ve “t” harflerinin el yazısıyla birleştirilmesiyle oluşan biçim yaygınlaşmış ve standartlaştırılmıştır.
Sembol görünüşe göre o kadar sık kullanıldı ki, Latince alfabedeki bir harf olarak kabul edildi ve bu gelenek 1800’lerin başında İngilizce’ye taşındı, sembol ‘Z’ harfinden sonra yerini aldı.
03. Barış işareti (peace sign)
Her yerde barış sembolü olarak biliniyor, ancak dikey bir çizgi ve iki açılı çizgi içeren bir dairenin dünya barışı ile ne ilgisinedir?
Sembol aslında İngiltere’nin Nükleer Savaşlara Karşı Doğrudan Eylem Komitesi (DAC) gibi belirli bir örgüt için tasarlandı.
Gerald Holtom adlı bir tasarımcı tarafından, grubun Trafalgar Meydanından 1958’de Aldermaston’daki Atom Silahları Kuruluşu’na protesto yürüyüşünde pankartlarda kullanılacak bir sembol olarak ortaya konuldu. ‘N’ ve ‘D’ harflerini (nükleer silahsızlanma için) içeren bir figür olarak tasarlandı.
Ayrıca, ‘N’ için semafor sinyalini oluşturan iki aşağı açılı kolun, nükleer silahların yayılmasında insanın umutsuzluğunu temsil ettiğini düşündü. Sembol çarpıcı, çizilmesi kolay olması rozetlerde, çıkartmalarda mükemmel bir şekilde uyarlanabilir olması da bu sembolün tutulmasında etken oldu. Nükleer Silahsızlanma Kampanyası (CND) tarafından kabul edildi, ancak hiçbir zaman telif hakkı alınmadı ve kısa süre sonra diğer ülkelerdeki gruplar tarafından kullanılmaya başlandı ve genel olarak 1960’ların karşı kültürünün sembolü haline geldi.
04. Gülen Yüz (Smiley)
Karşı kültürel bir ikon haline gelen bir başka sembol olan gülen yüzün kendi ilginç hikayesi var. İster inanın ister inanmayın,
İlk sarı gülen, 1963’de grafik tasarımcı Harvey Ross Ball tarafından yaratılmış gibi görünüyor. Bir Massachusetts sigorta şirketinde moral artırmak için bir grafik tasarlamakla görevlendirildi ve oval gözlü ve hafif merkez dışı bir gülümsemeyle ortaya çıktı. .
Görüntünün telif hakkını hiçbir zaman telif hakkı almadı ve kısa bir süre sonra, özellikle 1971’de Philadelphia’daki iki Hallmark mağazasının sahipleri tarafından 50 milyon adet basıldıktan sonra ABD’deki rozetler, çıkartmalar ve tebrik kartlarında görünmeye başladı.
Çok sonraları 1996’da Londra’da Smiley Company adında bir şirket kuruldu ve simgenin patent hakkını aldı ve şu anda yaklaşık 100 ülkede sembolün sahibi durumunda.
05. @ işareti (@ sign)
Günümüzde @ sembolü olmadan elektronik iletişimi hayal etmek neredeyse imkansız. İngilizce’de ‘at’ olarak telaffuz edilir, ancak Fransa ve İtalya’da ise salyangoz (the snail), Çin’de küçük fare (the little mouse) ve Almanya’da maymun kuyruğu (the monkey’s tail) olarak biliniyor. her e-posta gönderdiğimizde, bir grup mesajında veya sosyal medyada birini etiketlediğimizde kullandığımız bir semboldür.
Sembol belki de kelimenin tam anlamıyla beklenmedik bir şekilde tarihin tozlu raflarından geri gelmiştir. Sembolün İspanyolca adı ‘arroba’ – eski bir ölçüm standardı – 1500’lerde Avrupalı tüccarlar tarafından amphora adı verilen şarap birimlerini belirtmek için kullanılıyordu.
Zamanda daha geri gidecek olursak; @ işaretinin kökenlerinin altıncı yüzyıla kadar gittiği iddia ediliyor. Papazlar, Latince dilinde ‘ad’ (İngilizce’de ‘at’ veya ‘toward’) kelimesinin daha iyi yazıldığını düşünerek kullandığı düşünülüyor. Böylelikle İsa’nın ölümünden sonrası için kullanılan A.D. ile karıştırılmıyordu.
@ işareti 1885 yılında American Underwood’un klavyesinde yerini aldı. Burada muhasebecilerin kısa yol tuşu olarak kullandığı @ işareti ise ‘at the rate of’ (oranında)anlamına geliyordu.
Yeniden hayatımıza girişi 1971’de bilgisayar bilimcisi Ray Tomlinson, dünyanın ilk e-postasını ARPANET aracılığıyla gönderdiğinde geldi. Farklı bir bilgisayarda çalışan birine mesaj atmanın için bir ayırıcı ararken @ işaretine yepyeni bir hayat verdi.
06. Diyez (hashtag)
Diyez, sosyal medya çağında yeni bir şans verilen şimdi her yerde bulunan bir semboldür. Hashtag’ler, Twitter’daki trend konuları takip etmemize, Instagram ile ilgili konuları bulmamıza ve hatta politik ve sosyal hareketleri adlandırmamıza izin veriyor.
Ancak @ gibi, diyez başlangıçta ölçümler için kullanıldı ve uzun süre kullanım dışı kaldı. Daha önce pound sembolü olarak bilinen, 1800’lerde ‘libra pondo’ veya pound ağırlığı için bir kısaltma olarak kullanılan basitleştirilmiş bir versiyonu olarak türetilmiştir.
İngiltere’de pound sterlinden ayırt etmek için ‘sayı işareti’ olarak biliniyordu ve bazen bir sayıdan sonra değil, daha önce eklendiğinde sayı anlamına gelirdi. 1960’larda Bell Telefonlar tarafından telefon tuş takımlarına eklendi, ancak 1980’lerde sesli posta hizmetleri gelişinceye kadar nadiren kullanıldı. Daha sonra bilgisayarlarda bunun için daha fazla kullanım alanı buldu.
07. Kalp (heart)
Kalp, grafik tasarımda en yaygın kullanılan sembollerden biridir. Ama iki yuvarlak lob ve sivri tabanı ile neden insan kalbinden farklı bir görüntüye sahip?
Aslında ilk çıkışı kalp gibi görünmenin amaçlanmadığı yönünde,Bu konuya açıklık getirmeye çalışan bir çok teori var bunlardan bazıları iki kuğunun iç içe geçen boyunlarını tasvir etmektedir derken, insan vücudunun belli bir kısmını tasvir ettiği iddiaları yoğun olarak dillendiriliyor. Bir teoriye göre ise sadakatle ilişkili sarmaşık yapraklarının şeklini veya kalp şeklinde tohum kabuklarına sahip bir Kuzey Afrika bitkisi olan silphium’u temsil ettiğini söylüyor.
Günümüzde grafik tasarımdaki yaygınlığına gelince, bunun Glaser tarafından 1970’lerde I Heart NY markasında bir logogram olarak kullanılmaya başlanması ile olduğu söyleniyor.
08. Dolar işareti (dollar sign)
İngilizce konuşulan ülkelerde, bu glif genellikle diğer dolar para birimleri için de kullanılmasına rağmen, genellikle ABD doları olarak ‘dolar işareti’ olarak adlandırılır.
Ancak sembol, Latin Pezosu’ndan Nikaragua córdoba’ya kadar her şeyi belirtmek için Latin Amerika’nın çoğunda da kullanılıyor. Kökeni hakkında çeşitli teoriler vardır. en çok kabul göreni, İngiliz-Amerikalıların İspanyollarla ticaret ilişkilerinin olduğu 1770’lerde ortaya çıkan ‘peso’ kelimesinin ps olarak kısaltılmasından kaynaklandığı yönündedir.
