1980’lerde icat edilen “üç boyutlu yazıcı”nın tanınması için epey zaman geçse de “Dünya artık bildiğimiz gibi olmayacak” demişti 3D yazıcının yaratıcısı Chuck Hull ilk ürün baskısına bakarken… Yıllar hızla akarken söylediklerinde haklı olduğunuda ortaya çıkardı.
Her üretilen teknolojinin olumsuz yanı var. Sanırım Türkiye’de bu teknolojinin silah yapım haberi ile gündeme gelmesi dışında haber değeri pek olmadı gibi. Telefon, tablet gibi teknolojik ürünlere ve gelişmelerine dünya ile birlikte aynı anda entegre olabiliyorken, üç boyutlu yazıcıların Türkiye’de hala yeterli ilgiyi görmemiş olması şaşırtıcı.
Oysa kısa süre içinde 3d yazıcıların kullanım alanları küçük oyuncak maket oluşturmanın ötesine geçerek, sağlık sektörüne olan katkısıyla adeta teknolojik bir devrim halini aldı. Eli olmayan bir engelliye protez el 3d yazıcılardan sağlanmaya başladı bile. Dahası, Mars’taki ev projelerinde bile üç boyutlu yazıcılardan yararlanılacağı bile açıklanmıştı. Kısaca, Hull’un “Dünya artık bildiğimiz gibi olmayacak” sözü böylece kısa sürede doğrulandı.
Umarım sanayicilerimiz bu gelişmeye daha fazla ilgisiz kalmaz ve Teknolojik gelişmelere zamanında uyum sağlamanın avantajlarından mahrum kalmazlar.
UCUZLADIKÇA HER EVE GİRECEK
İnsanlar evlerindeki 3d yazıcıyla istediklerini üretmeye başladılar bile. Sadece ufak nesneler değil, parça parça üretimle büyük nesneler de üretmeleri mümkün olacak. Bu yönde çalışmalar son hız devam ediyor. İnternet üzerinde çeşitli metrekarelerde üretilmiş evlere ait ücretsiz 3d proje dosyaları dolaşıyor. Ve dahası bir kaç ay önce bir defilede dantel inceliğinde ve tek parça olarak bir elbisenin basılarak manken üzerinde sunumunun yapılışına şahit olduk. Dayanıklı malzemelerde kullanan bu yazıcılar yakın zamanda üretim ve tüketim anlayışımızı değiştirecek gibi görünüyor.