1938 yılında Chester Carlson tarafından bulunan kuru mürekkepli bir fotokopi tekniğidir. Önce elektrografi, daha sonra xerografi olarak isimlendirilmiştir.

Önceleri bir belgeyi çoğaltmanın yolu ya yazmak ya dabfotoğraflamaktan geçiyordu. Chester Carlson, 1938’de elektrik ışığına maruz kalan nesnelerin görüntülerini yansıttıklarını keşfetti.

 Yunancada xeros “kuru” ve yazma anlamlarına gelen kelimelerin birleşiminden Xerografi adını verdi ve telifini aldı. Ticari bir ürün olarak fotokopi makinesinin doğması ise 1961 yılında piyasaya sürülen Xerox firmasının 914 modeli ile oldu. Bu model siyah beyaz olarak saatte 136 kopya çıkarabiliyordu ve ağırlığı 294 kilogramdı.

xerografi işlemi sırasında hiç bir sıvı kimyasal kullanılmıyordu. Foto iletken madde (selenyum veya bileşikleri) ile kaplanan Tamburun bazı bölgelerine düşürülen ışık (lazer) pozitif yüklerin yok edilmesi ile elektrik iletkenliğin oluşmasına sebep olur. Diğer bölgeler pozitif yüklü kalacağından toner ( negatif yüklü toz) bu bölgelere yapışır. Üzerine toner yapışan tambur, boş kağıt üzerinden geçirildiğinde toner kağıda yapışmış olur ve ardından ısıl işlem ile tonerin kağıt üzerinde kalıcı olması sağlanır.

Chester Carlson’ın Haloid Şirketi isimli fotoğraf kağıdı yapan küçük firması bu buluşun ardından dünyaca bilinen Xerox Kuruluşu’na dönüşmüştür. Xerox fizikçi Otto Kornei’nin yardımında başladığı bu işe günümüzde bir çok araştırmacıyla birlikte ofis bilgi teknolojisi alanında devam etmektedir.