Dünyada internet ve sosyal medya kullanımı her geçen yıl artıyor. Son bir yılda 300 milyon kişi daha internet kullanmaya başladı ve toplam internet kullanıcısı sayısı dünyada 4.5 milyara, Türkiye’de ise 62 milyona ulaştı. Benzer bir artış sosyal medya kullanımında da görülüyor. Dünya genelinde sosyal medya kullanıcısı 3.8 milyara, Türkiye’de ise 54 milyona ulaştı.
Bir kişi günde ortalama 6 saat 43 dakikasını internet kullanarak, 2 saat 24 dakikasını sosyal medyada geçiriyor. Pandemi döneminde alınan bireysel ve kamusal önlemlerle birlikte insanların eve kapanması, bu sürenin uzamasına neden oldu. Anadolu Üniversitesi Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (SODİGEM) tarafından yapılan bir araştırmaya göre bilgisayar kullanımı yüzde 70, cep telefonu kullanımı yüzde 80 artış gösterdi. Görüntülü konuşma ve video konferans uygulamalarını kullanma sıklığı ise yüzde 78 arttı. Benzer şekilde, video konferans uygulamalarından biri olan Zoom’un kullanıcı sayısı pandemi döneminde yüzde 50 artış gösterdi.
We are Social 2020 raporunun verilerinin de gösterdiği gibi,Türkiye’de 16-64 yaş arası kullanıcıların mobil internet kullanımı günde 4 saat. Peki, sosyal medya hesaplarınızdan yapmış olduğunuz bir beğeninin bile dijital ayak izinizi ve karbondioksit salınımını etkilediğini söylesem. Yine ilgili rapor, içeriğinde mobil internet kullanımında harcanan zaman ile Türkiye’nin dünya ortalamasının üstünde olduğunu belirtirken ülkemizdeki kullanıcıların %58’i kişisel verilerin kötüye kullanılması konusunda endişeli.
Hoş Geldin Dijital Ayak İzi! Artık Tanışalım mı?
Son dönemde gelişen ve değişen teknoloji ile birlikte dijitalleşme de hayatın her alanına ve tam içerisine girmiş durumda. Bu baş döndürücü ve hızlı değişimin, teknolojik gelişmelerin ve dijital dönüşümün birçok avantajı olduğu kadar dezavantajı da bulunuyor. Hayatımız bir yandan kolaylaşıp daha rahat hale gelirken özellikle veri analizleri ve bu analizler üzerinden yapılan bilgi işlemlerin kötüye kullanımı bizi tehdit altında bırakıyor. Sizler için dijital dünyadaki ayak izleri ile ilgili detayları araştırdık.
Dijital ayak izi nedir?
İnterneti kullanırken girdiğimiz her web sitesi ve alanda oluşturduğunuz veri izi, genel adıyla dijital ayak izi olarak adlandırılıyor.
“Klavye ve mouse ile yaptığınız her girdi internet üzerinde bir yerlerde toplanıp analiz edilmekte. Attığınız her e-mail, arama motorlarında yaptığınız aramalar, üye olduğunuz her site, sosyal medyada yaptığınız tüm paylaşım ve beğenileri sizin dijital ayak izlerinizi oluşturur. Dijital ayak iziniz, bugün daha çok reklamcılar tarafından kullanılsa da yarın başka işler için kullanılmayacağı anlamına gelmektedir. Geçtiğimiz günlerde Amerika’nın vize için başvuranlardan sosyal medya hesap bilgilerini ve e-postalarını istemesi, çok yeni ve güncel bir uygulama bilmeden oluşturduğunuz dijital profiliniz seyahat hakkınızın kısıtlanmasına yol açabilir ya da Çin hükümetinin denemeye başladığı, ve yakın zamanda devreye almayı planladığı sosyal kredi notu uygulamasında olduğu gibi bazı temel hak ve özgürlüklerinizin kısıtlanmasına bile sebep olabilir.”
İnsan kaynakları uzmanlarının adayların sosyal medya profillerini inceleyerek işe alımları gerçekleştirdiklerini de unutmayın.
Tıpkı toprakta bıraktığımız ayak izleri gibi neredeyse hiç silinmeyecek şekilde orada kalabiliyor. Dijital ayak izi, aktif ve pasif olmak üzere ikiye ayrılıyor.
Pasif dijital ayak izi nedir?
İstemsiz olarak çevrim içi olarak bıraktığınız veri izlerine pasif dijital ayak izi adı veriliyor. Arama motorları tarafından kaydedilen veri geçmişleriniz aslında sizlerin pasif dijital ayak izleriniz oluyor. Öte yandan girdiğiniz sunucuların arka planında kaydedilen IP adresleriniz de pasif dijital ayak izleriniz arasında sayılıyor. Tüm bunlar zamanla sizin ne yaptığınız ve internetteki geçmişiniz hakkında bilgi veriyor.
Aktif dijital ayak izi nedir?
Bilinçli olarak çevrim içi gönderdiğiniz tüm veriler ise aktif dijital ayak izleri olarak ifade ediliyor. Bir e-posta göndermek, verilerin başka bir kullanıcı tarafından görülmesini veya kaydedilmesini sağlamak, aktif dijital ayak izlerinizin artmasını sağlayan unsurlar. Dijital mecraların aktif kullanımına doğru orantılı olarak aktif dijital ayak izleriniz de artıyor. Ne kadar onlinesanız, o kadar iz bırakıyorsunuz.
Peki, Bu İzleri Yok Edebilir miyiz?
Dijitalleşmenin bu kadar yoğun olduğu bir dönemde dijital ayak izi bırakmamak oldukça zor ve hatta imkansız. Ancak bu noktada bilinçli birer kullanıcı olarak bunu en aza indirgeyebilirsiniz. Verilerinizin kötüye kullanımının önüne geçmek için dijital dünyada kullandığınız mecraların gizlilik ilkelerine dikkat etmelisiniz. Öte yandan dijital mecralarda özel bilgilerinizi paylaşmamaya da özen göstermelisiniz. Aynı şekilde gereksiz hiçbir bilgiyi webe yüklememek ve aramayı online olarak yapmamak da dijital ayak izinizi azaltan bir diğer unsur olarak öne çıkıyor.
19 Eylül Dünya Temizlik Günü’ydü. “Lets Do It Türkiye” Instagram sayfasının yapmış olduğu açıklamaya göre; dijital ve sanal atıklar enerji tüketir ve sera gazı üretimine neden oluyor. İnternet ve onu destekleyen sistemlerin ortaya çıkardığı karbon ayak izi küresel karbon emiliminin %3,7sini oluşturuyor. Bu oran, hava yolu endüstrisinin küresel olarak ürettiği sera gazı miktarına yakındır.
Dijital Ayak İzimizi Nasıl Azaltır ve Çevreyi Ne Kadar Koruyabiliriz?
Bugün 8 yaşındaki bir çocuk 18 yaşına geldiğinde, internette 70.000 veri noktası bırakır. 8 yaşını çoktan geçtik; fakat önümüzde hala uzun bir yol olduğunu düşünürsek, bugün başlamamamız için bir sebep yok.
- Unuttuğunuz ve kullanmadığınız, ama ekranınızda olan uygulamalardan üyeliklerinizi sonlandırabilir ve bu uygulamaları silerek başlayabilirsiniz.
- Biraz uzun bir işlem olsa da, işe yaramayan eski e-postalarınızı temizleyebilirsiniz.
- Şifrelerinizi belirli sürelerde değiştirmeniz yine faydalı olacaktır..
- Bilgisayarınızda aktif durumda bir güvenlik uygulaması bulundurabilirsiniz.
- Okumadığınız, artık zaman geçirmekten keyif almadığınız dergi ve gazete aboneliklerinizi sonlandırabilirsiniz.
Ve daha önemlisi çocuklarımız
Çocuklara güvenli internet kullanımını ve dijital ayak izini (elektronik ortama aktardığımız, bizimle ilgili her türlü veri) azaltmayı öğretmenin yanı sıra, onları geleceklerinde büyük öneme sahip olabilecek pozitif dijital ayak izleri oluşturmaları için teşvik etmeliyiz.
Günümüzde çocuklar, interneti yoğun bir şekilde kullanıyorlar. Bu yüzden de, geride bıraktıkları dijital ayak izlerinin gelecekte sahip olabileceği etkiler konusunda bazı endişeler mevcut.
Dijital ayak izleri, kimliğinizi, becerilerinizi ve ilgi alanlarınızı sergileyebilir. İşverenlerin, adayları Google’da aratarak yeterliliklerini araştırdığı bir dönemdeyiz ve dijital ayak izleri artık çok daha büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda, hiç dijital ayak izine sahip olmamak, kötü yönetilmiş bir ize sahip olmak kadar dezavantajlı olabilir.
İnternet çocuğunuzun geleceğimizi nasıl değiştirebilir?
Bu soru, konunun adeta özüne iniyor. Dijtal ayak izleri çocuklar için önemli. Bu günlerden oluşturmaya başladıkları dijital ayak izleri gelecekte hem devletler tarafından, hem de işverenler tarafından birer belge niteliğinde olacağı ve bu belgelerle kişi hakkında bir bir öngörü oluşturarak, sonuca varılacağı aşikar… Bu yüzden Çevrimiçi varlıklarını pozitif bir şekilde yönetmeleri için onlara rehberlik sağlayıp konu ile ilgili bilgilerini geliştirmek ve bu günden başlayarak çocukların kendi geleceklerini şekillendirmelerine yardımcı olmamız çok önemli…