Ülkemiz içinde de flora zenginliği açısından Bursa ve Uludağ, Doğu Karadeniz ve Kaçkarlar’dan sonra gelir. Böyle muhteşem bir doğanın içinde yaşıyor olmakla birlikte içerisinde gizlediği hazineler hakkında pek az bilgimiz olduğunu düşünenlerdenim. Bu nedenle özellikle Bursa’mızdaki doğal zenginliğimizi daha fazla tanımak ve tanıtılmasına yardımcı olmanın hoş olacağı düşüncesindeyim.
Bursa Uludağ ile ilgili bu ilk yazımızda Flora ve Faunasına ait bilgiler vermeden önce Uludağ ile ilgili genel bilgilere göz atmakta fayda görüyorum.
BURSA ULUDAĞ HAKKINDA BİLGİLER
Uludağ 20.09.1961 tarihinde Milli Park olarak ayrılmış ve ilan edilmiştir.
16.03.1976 tarihinde Uludağ Milli Park Müdürlüğü tesis edilmiştir.
ALANI : 12.762 Hektardır.
Uludağ’ın Zirveleri :
Uludağ’ın en yüksek tepesi Uludağ tepe olup yüksekliği 2543 metredir. Çifte senaber tepe : 2524 mt.
Karataş tepe : 2486 mt.
Zirve tepe : 2485 mt.
Rasatdüzü tepe : 2480 mt.
Kuşaklıkaya tepe : 2232 mt.
Paşaçayır tepe : 2099 mt.
Fatin tepe : 2045 mt.
Cennetkaya tepe : 1990 mt
Uludağ Milli Parkına (Karabelen Giriş Kapısına ) Bursa’dan 22 km.lik karayolu ile ulaşılabilmektedir.
Giriş Kapısından Karayolu ile
- Kirazlıyayla 3 km.
- Sarıalan 10 Km
- Oteller Bölgesi 11 Km
- Çobankaya 13 Km.
Oteller Bölgesi ile Çobankaya Arası ise 2 km'dir.
Ayrıca Bursa’dan Uludağ Milli Parkı Sarıalan Kamp ve
Günübirlik Kullanım Alanına (1635m) 20 dakikalık
teleferik yolculuğu ile de ulaşılabilmektedir.
Jeolojik Özellikler :
Uludağ 1. zamanın silür ve orta devon ile 2. zamanın eski kretesa eosen devirlerinde oluşmuştur.
Uludağın anakayasının Paleozoik yaşlı amfibol şist, Gnays ve mermerlerden oluşan metamorfik kayaçlar ile altta mamatik kökenli granodiorit karakterli kayalar oluşturur.
Yurdumuzda ilk buzul devri izleri Phlippson tarafından Uludağ’da tespit edilmiştir. Uludağ’ın zirvelerinde bir kısmı yazın kuruyan 9 adet buzul gölü (Sirk) mevcuttur. En önemliler Karagöl, Kilimli göl, Aynalı göl, ve Buzlu göldür.
ULUDAĞ MİLLİ PARKININ KARAKTERİSTİKLERİ :
Uludağ Milli Parkı’ında 128 değişik takımdan 168 çeşit ağaç ve ağaçcık bulunmaktadır.
Flora ve Fauna :Uludağ Milli Parkı’nda 250 değişik gruptan yaklaşık 800 türde otsu ve gövdeli bitkiler görülebilir.
Orman Zonlarına göre genel dağılım :
Lauretum zonu : Defne, Kızılağaç, Mazı meşesi, Çınar, Zeytin, Erguvan, Kestane, Ihlamur, Akçaağaç, Karayemiş, Dişbudak.
Castanetum zonu : Kestane, Gürgen, Karaağaç, Fındık, Ceviz, Meşe, Kayın, Titrek Kavak, Karaçam, Ihlamur, Akçaağaç, Karayemiş.
Pinatum zonu : Karaçam, Meşe, Gürgen, Kayın, Titrek Kavak, Fındık, Kızılcık.
Fagetum zonu : Kayın, Gürgen, Titrek Kavak, Üvez, Karaçam, Göknar.
Abietum zonu : Göknar, Kayın, Karaçam, Titrek Kavak, Ayıüzümü,
Alpinietum zonu : Bodur ardıçlar, otlar ve likenler.
(Uludağ Göknarı (Abies Bornmülleriana))
Mayıs – Ağustos aylarında Uludağ çiçek cennetine dönüşmektedir. Uludağ’ın endemiği olarak ikisi alt tür olmak üzere 19 endemik bitki tespit edilmiştir.
Uludağ endemiği olan gentiana lutea (sarı jensiyan), astragalus angustifolius ve a. hirsutus (Geven), thymus bornmülleriana (kekik), papaver pilosum (gelincik), erodium olympicum (dönbaba), linum olympicum (keten), aubrieta olympica (obrizya), senecio olympicum’un (kanarya otu) insan aktivitelerinin çok fazla olduğu dağın 1700-2100 rakımlı kesimlerinde yayılış gösterdiğini biliyoruz.
Uludağ’ın güney batı kesimlerindeki yaylalarda ilkbaharda Uludağ ve Türkiye için endemik olan Türkiye’nin nadir güzelliklerinden biri olan linum olympicum (keten) türlerinin açtığı ve bu yaylalarda, dere yataklarının oluşturduğu derin ve nemli vadilerde ise kızılağaç, çınar, söğüt ve kavak türleri bulunuyor.
İlkbahar ve yaz aylarında Soğukpınar’dan Aras yaylası ve vadisine doğru çıkıldığında 1450-2000 metreler arasında, içlerinde birçok endemik türün de bulunduğu sayısız bitki türünün eşsiz bir güzellik oluşturuyor, bunlar arasında gelincik, sığır kuyruğu, yapışkan otu, kekik, menekşe, tükrük otu, orkide ve çiriş otu bulunuyor.
Uludağ Milli Parkında memeli hayvanlardan; yaban domuzu, tilki, çakal, porsuk, sansar, sincap, tavşan, kirpi, dağ faresi ve az miktarda da kurt ve ayı bulunmaktadır.
Sürüngenlerden; yılan, kertenkele, bukelemun bulunmaktadır.
Kuşlardan; az miktarda görülebilen sakallı akbaba ile ayrıca dağ kartalı, doğan, atmaca, şahin, kerkenez, karga, baykuş, saksağan, ağaçkakan, karatavuk, dağ güvercini, çulluk, üveyik, kırlangıç, sakağı ve serçe türleri görülmektedir.
Yukarıda Bursa ve çevresinin güzelliğine ait açıklamaların çok küçük bir bölümünü yazıma taşımaya çalıştım. Bursa’nın güzellikleri bu yazılanlarla sınırlı olmadığını hep birlikte biliyoruz. Sizlerle birlikte çok daha fazlasını bir araya gelerek yapabiliriz.
Profesör Doktor Gönül Kaynak, Arş. Gör. Dr. Ruziye Taşkın ve Arş. Gör. Özer Yılmaz’ın ortaklaşa hazırlamış oldukları Bursa Bitkileri Adlı yayın Bursa Endemik türleri hakkında ön bilgi vermesi açısından önemlidir (1. baskı – Ketam Yayınları- 2005) (2. genişletilmiş baskı – Uludağ Rek. Yay. – 2007) Fakat bu araştırma ve derleme yazıları da tüm endemik listeye ulaşmak için yeterli değildir. Yeni türlerin bulunması için ciddi ve kapsamlı bir çalışma hala sonuca ulaştırılamamıştır/yapılmamıştır.
2018 yılında basın yolu ile öğrenebildiğimiz kadarı ile Uludağ’da Kirazlıyayla, Gölcük, Sarıalan ve Çobankaya olmak üzere 4 farklı noktada uygulanacak bir endemik park kurulacağı, bitki türleriyle ilgilenen insanların gelip araştırma yapabileceği belirtilmiş olmasına rağmen bu gün gelinen noktada sonuca ulaştırılmış bir proje bilgisine ulaşılamamıştır.
Umarım bir araya getirdiğim bu araştırma yazısı bizlerin gözlerini bu yöne de çevirmeye vesile olur. bizlere adına yakışır Yeşil Bursa’yı yeniden kazanmak adına bir kapı olur. Bursa adına Ah vah ile geçen geçen günlere inat, birlikte yapabileceklerimizin çok daha yararlı olacağını düşünüyorum. Daha Güzel ve yaşanır bir Bursayı yine Bursalılar İnşa edecektir. Endemik türlerle ilgilenen dostlarımız varsa birlikte (Uludağ Ünv. bilimsel araştırmalara katkı sağlayabilir şekilde) neler yapabiliriz. Fikirlerinizi sabırsızlıkla bekliyorum.