Nereden Gelip Nereye Gittiklerini Merak Edenler İçin: Çingeneler Kimdir?
Çingene kime denir? Çingenelerin özellikleri nedir? Çingeneliğin tarihi nereye dayanmaktadır? İşte çingeneler hakkında merak edilenler.
Her ne kadar ingilizcede çingene (gypsy) sözcüğü köken bilimsel anlamı itibarıyla mısır’a (egypt) göndermede bulunmakta ve çingenelerin kökleri ve kökeni ihtilaf arz eden bir konu olsa da yaygın kanaat Çingeneler, aslen Kuzey Hindistan kökenlidir.
Türkçede Roman sözcüğü de sıklıkla Çingene anlamında kullanılır. (Orta avrupa’ya ilk gelen çingeneler kendilerini mısırlı ve “firavun’un halkı” olarak takdim etmiştir) Hindistan’ın Pencap-Sind (Pakistan, Karaçi) nehir havzası boyunca Pakistan ve Afganistan’ın da içinde bulunduğu bölgelerden M.S. 420 civarında İran ve Anadolu üzerinden dünyaya yayılmış bir Hint-Avrupa halkıdır.
Romanların neden Hindistan’ı terk ettiği kesin olarak bilinmese de çeşitli teoriler ileri sürülmüştür.
Çingenelerin çeşitli nedenlerden dolayı yurtlarını küçük topluluklar halinde terk ettikleri
tahmin edilmekle birlikte, atalarının Hindistan’dan ayrılma nedenlerine, yola çıkış tarihlerine ve birçok bölgeye göçlerinin ilk evrelerine ilişkin bilgilerin net olmadığı görülmektedir. Göç tarihi konusunda Çingene göçlerinin 5. ile 11. yüzyıllar arasında gerçekleştiği genel kabul görmektedir.
Onların göç etmelerine neden olan etkenler hakkında çeşitli görüşler bulunmakla birlikte baskın görüş, bunun tek bir olaya bağlı olmayıp, yüzyıllara yayılan bir süreç olduğu şeklindedir (Marushiakova ve Popov, 2006: 13).
Bunlar arasında yönetim kargaşaları, kıtlık, yerleşim alanlarına yapılan saldırılar, paralı asker olarak göçe zorlanmaları, salgın hastalıkların baş göstermesi gibi etkenler bulunmaktadır. Öte yandan Hindistan’daki göçlerin hepsi aynı anda değil görüldüğü üzere dönemsel olarak gerçekleşmiştir. Ayrıca dönemsel göç durumları, bu grupların homojen olmadıklarını da göstermektedir.
Miller’e göre, Hindistan’dan yapılan ilk göçlerin başlangıcı konusunda farklı tarihler
sunulmakta ve çoğunlukla M.S. 5. ile 10. yüzyıllar arasında göç hareketinin yapıldığı
belirtilmektedir. Dolayısıyla, Çingenelerin atalarının günümüzden yaklaşık 1000 yıl önce bu uzun yolculuğa başladıkları, Hindistan’dan çıkıp batıya doğru seyahat ettikleri ve 1300’lerde Güneydoğu Avrupa’ya ulaştıkları (2013: 1),
Çingenelerin muhtemel üç göç yolunu kullanarak avrupa’ya vardıkları düşünülüyor:
Nedeni belli olmayan Avrupa yolculuğuna ise İran, Ermenistan ve Türkiye üzerinden farklı zaman ve dalgalarla göç ettikleri tahmin edilmektedir (Lewy, 2000: 78).
- Önce suriye’ye ve filistin’e gitmiş olabilirler, oradan da mısır ve kuzey afrika’ya geçmişler.
- Ermenistan ve gürcistan üzerinden kuzey yolu denilen yolu seyrederek romanya’ya hatta muhtemel ki balkanlar’a gitmişler
- Asıl büyük olan topluluk orta ve batı avrupa’ya geçmeden evvel Anadolu ve balkanlara geçmişler.
Ancak Avrupa’da, kabul görmedikleri için yerleşimlerine 15. yüzyılın ilk çeyreğine kadar izin verilmeyen Çingenelerin, göçer bir şekilde yaşamlarını idame ettirdikleri bilinmektedir (Ringold, 2000: 8-9; 2003: 14).
Çingeneler hayatlarını çoğunlukla bakırcılık, kazancılık, demircilik, nalbantlık, tenekecilik, sepetçilik yaparak, ayı oynatarak at ticareti yaparak kazanırlardı. bunu yanında çerçi olanlar, fal bakarak gelecekten haber verenler falan da vardır. ama hepsinin ötesinde, dünyaca meşhur oldukları ve tanrı vergisi bir yetenekleri ve ilgileri olduğu düşünülen müzisyenlik başlıca uğraşları idi.
Türkçede Romanlar, yaşadıkları yöreye bağlı olarak Çingene sözcüğünün versiyonları olan çeşitli isimlerle anılırlar.
Bunlardan bazıları şunlardır: Çingen, Cingen, Cıngan, Çingan, Çingân, Cingan ve Cingane.
Bunun haricinde kullanılan bazı yöresel isimler şunlardır:
Cingen (Muğla) (Çöğmen civârında yaşarlar)
Cono (Adana)
Cındar (Adıyaman, Malatya, Elazığ)
Roman (İzmir)
Şopar, Çerge, Firavun (Doğu Trakya)
Cingan (Bolu, Kastamonu, Çankırı, Sinop, Çorum, Afyon, Ankara, Kırşehir, Kırıkkale, Kayseri, Yozgat)
Mırtıv (Van, Diyarbakır)
Mutruf (Ardahan)
Bala (Ilgın, Konya)
Poşa (Erzurum, Artvin, Kars). Anadilleri Ermenice olup Doğu Anadolu’da yaşamaktadırlar.
Gurbet, Kurbat (Tunceli, KKTC, Hatay)
Kareçi (Birecik, Diyarbakır ve Niğde civârında)
Çingit (Amasya, Samsun)
Abdal (Dörtyol, Hatay, Kahramanmaraş)
Dom (Van, Hakkâri)
Aşık (Diyarbakır)
Kıpti, Orom (Zonguldak, Bartın)
Ole (Kıbrıs)
Diğer diller
Athingani, Atzinganoi (Yunanca) – Bohémien (Fransızca; bilhassa Bohemya’dan gelen mânasında) – Cadegipti, Cingali, Cinguli, Zingari, Zingaro, Zingarelle (İtalyanca) – Cascarots (Baskça) – Cigan (Slav dilleri)- Cigány, Ciganyok, Pharaones “Firavun’un halkı” (Macarca)- Cikán (Çekçe) – Cyganie (Lehçe) – Giofog (Galce) – Gipcyan, Gipson, Gypsy (İngilizce) – Gitan, Manouches, Tzigane, Saracens “Araplar” (Fransa)- Gitano (İspanyolca) – Luri, Luli (Farsça)- Cigan, Mangal, Rom (Bulgarca) – Qaraçı (Azerice) – Dom,Qeraçî, Cîngan, Mitrib (Kürtçe) – Nuri (Mısır, Suriye, Filistin) – Nawar, Zott, Ghajar, Bareke (Ortadoğu, Arapça) – Ţigan (Rumence) – Cǎgan (цыган) (Rusça) – Zigüner (İsviçre Almancası) – Zigeuner (almanca) – Zigenare (İsveççe) – Zigeuner, Sinti (Almanca; Belçika ve Hollanda dâhil))
ÇİNGENELERİN DİNİ NE, HANGİ DİLİ KONUŞUYORLAR?
Romanların inandıkları dinler, yaşadıkları coğrafyaya göre farklılık gösterir. Genel olarak Hristiyanlık ve İslamiyet dinini benimseyen Çingene halkında az da olsa Romanipen inancı mevcut.
Dünya üzerinde geniş bir coğrafyada hayat süren Çingeneler, bulundukları ülkenin dilini konuşur. Eskiden daha yaygın kullanılan ‘Çingenece’ dili günümüzde kaybolmaya yüz tutmuş durumda.
Romanlar veya Çingeneler aşağıdaki etnik gruplardan oluşmaktadır:
Kalderaşlar: Kendilerini gerçek Çingene kabul eden topluluk Balkan Yarımadasında yaşamakta, geleneksel olarak demircilik, bakırcılık, kazancılık gibi işlerle uğraşmaktadır. Adları Rumence ‘caldera’ (kazan) kelimesinden gelmektedir. Orta Avrupa’da yayılıp Lovari, Boyha, Luri, Çurari ve Türko-Amerikan adlı beş kola ayrılmışlardır.
Gitanolar: İber yarımadası, Kuzey Afrika, Güney Fransa
Manuşlar: Fransa’nın Alsak bölgesinde yaşayıp Valsikan, Pimontesi ve Gaygikanlar adlı üç alt gruba ayrılmışlardır.
Çingeneler Hakkında Çeşitli Efsaneler:
Efsane 01:
Efsaneye göre derler ki hz isa’nın çarmıha gerildiğinde ellerine çakılan çivileri çingeneler yapmış ve bu yüzden de tanrı çingeneleri lanetlemiş, onlar da bütün dünyaya yayılmış, hiçbir toplum onları kabul etmemiş, göçebe bir yaşam sürmüşlerdir.
Efsane 02:
Yüzyıllar önce Hindistan’da kendilerine Roman diyen bir kabile yaşardı. Romanca (Romani) konuşurlardı.. Şeflerinin küçük bir oğlu vardı. Adı Çen.. Yörenin kralının bir gün bir kızı oldu. Kahinler, ülkenin bir gün istilaya uğrayacağını ve gelenlerin kralın kızını öldüreceğini söylediler.. Kral, kızını kurtarmak için bir çare buldu..
Gan adını verdiği küçük kızı, Roman şefine emanet etti.. “Bunu kendi kızın ilan et, öyle büyüt.. Senin değil, kralın kızı olduğunu, sadece sen, karın ve ben bileceğiz dünyada, başka kimse bilmeyecek” diye yemin ettirdi.. Çen ve Gan birlikte büyüdüler.
Çen evlenme yaşına geldi, ama kendisine gösterilen dünya güzeli kızların hiçbirini beğenmedi. Garip bir hisle, kız kardeşi bildiği Gan’a yakın hissetti hep kendini.. Oğlunun sararıp solduğunu gören annesi, işin iç yüzünü anlayınca, yeminini bozdu ve Çen’e “Gan’la evlenebilirsin, çünkü o senin kardeşin değil” dedi.
Çen, Gan’la evlenince, Romanlar ikiye bölündü. Bu sırada kahinlerin dediği de olmuş, Makedonyalı İskender’in orduları Hindistan’ı istila etmişlerdi.. Romanların Çen ve Gan’ı destekleyenleri, onların peşine takılıp ülkeyi terk ettiler.. Kendilerine de Çengan dediler.
Kahinler, istiladan sorumlu tuttukları Çenganları lanetlediler.. “Ayni yerde iki gece üst üste uyuyamayın. Ayni kuyunun suyunu iki defa içemeyin. Ayni nehri iki defa geçemeyin” dediler.. Göçebe Çenganlar önce Mısır’a yerleşti.. Orayı da Araplar istila edince bu defa Ermenistan’a göçtüler ve “Biz Mısır’dan geldik” dediler.. Mısır Egypt diye bilinirdi. Bu yüzden gelenlere “Mısırlı” anlamına “Cipsi/ Gypsy” dedi Ermeniler..
Orada da rahat edemediler ve sonunda Osmanlı İmparatorluğu’na taşındılar ve Osmanlılarla birlikte Rumeli’ye, en başta da Macaristan’a dağıldılar.. Sonra Avrupa’nın tümüne yayıldılar.
Efsane 03:
Yarı-destansı bir başka açıklama firdevsî’nin ‘şehname’sinde yer alır. buna göre sasani hükümdarı behram gur, kuzey hindistan’ın kralı shankhala’dan kendisine büyük bir müzisyen topluluğu göndermesini rica eder. gelen müzisyenlerin icrasından çok memnun kalır “siz hiç gitmeyin, kalın benimle” der. Grup bu durumu kabul eder fakat ellerinden gelen sadece müzik yapmak kendi içlerinde eğlence düzenlemektir. sonuçta, tarla ekemez, ekin biçemez, koyunu kuzuyu otlatamazlar. Bunu üzerine bir müddet sonra ülkeden kovulurlar. çingeneler de avrupa’ya göçer.
Çingeneler hakkında dilden dile dolaşan efsaneler bu kadarla sınırlı değil tabi ki yazmakla bitmeyecek gibi. Belki devamı başka bir yazımızın konusu olabilir….
Ref. Fotoğraflar : Can kardeşim Av. Cem Şeflek’in de aralarında olduğu Bufsad Belgesel Atolyesi Roman Çalışma Grubu Fotoğraflarından oluşmaktadır.
Göçer çingenelerin hikayesini içeren bu çalışmayı video sunum olarak Cem Şeflek’in blog’u koridorhikayeleri.com sayfasından ayrıca izlemenizi kesinlikle tavsiye ederim.